Benzeri sadece kendisi.
Hayatınızda hep hatırlayacağınız anlardan biri onu aldığınız an olacak. Her biri Goldstore'un 3 kuşaktır süren uzmanlığıyla, çok dikkatli gözler ile seçiliyor ve işleniyor...
Goldstore imzasıyla kalitesini ve gerçekliğini güvence altına alıyor.
İndirimli Elmas Takı Modellerini Kaçırmayın!
Müşterilerimizce en çok tercih edilen elmas takı modelleri.
En Yeni Tasarımlı Elmas Takılar.
Her aşamasını birebir takip ettiğimiz satışlarımızda müşteri memnuniyeti odaklı bir hizmet kalitesi sunuyoruz.
Ürün gayet güzel,göründüğü gibi. Çok hızlı gönderildi sadece kargo firmasının azizliğine uğrayarak (yanlış şubeye gitti) bir gün gecikti. Firma yetkilileri özellikle M. hanım ve Y. bey çok samimi davrandılar,kendilerine tşk ederim. Ayrıca özel günlerde tanımladıkları indirimler ,satış için gayet güzel.Özellikle eski müşterilerine daha iyi indirim oranlar ...
Kenan ÖZDEMİR | 2017-05-23Elmas kelime olarak, Yunan dilinde “fethedilemeyen” anlamına gelen “adamas” tan gelmektedir. Elmaslar yüzlerce yıldır hep bir hayranlık ve merak konusu olmuştur. Tüm değerli taşların en sert, en ölümsüz ve en parlağıdır elmas.
Elmas, dünyanın en yaygın elemetlerinden karbonun oluşturduğu şeffaf bir taştır. Elmasların oluşumu, katı maddenin bir tabakada yoğunlaşması sonucu yerküre merkezinin inanılmaz derecelerde sıcaklık ve basınca maruz kaldığı, yerküre tarihinin başlangıcına dek uzanır.
Karbon birikimlerinin yerkürenin derinliklerinde kristalize olmasına yol açan da bu koşullardır. Yerkürenin yüzeyi soğurken volkanik faaliyet eriyik kaya (magma) akıntılarını elmas kristallerler birlikte yeryüzeyine doğru iter; sonra da elmas taşıyan kaya sertleşip dikey volkanik “bacalar”ı oluşturur.
Ancak elmasların hepsi de yüzeye ilk çıktıkları yerde bulunmazlar. Yüzey topraklarının milyonlarca yıl boyunca aşınması ile yüzeye ulaşan elmasların bir kısmı akarsulara, hatta denizlere karışmıştır. İlk olarak, orijinal çıkış noktalarından çok uzakta, bahsettiğimiz bölgelerde bulunmuş olma ihtimalleri yüksek ihtimal.
Elmasın en belirgin özelliği sertliğidir. Mineralojide kullanılan mohs sertlik göstergesinde en yüksek rakamla (10) gösterilir. Bir elmasın atom yapısı, ona, insanın bildiği doğal veya yapay en sert madde olma özelliğini kazandırmıştır. Elmas, safir ve yakutun yapıtaşı olan korindondan(boksit) da binlerce kez daha serttir. Yıllarca takılsa bile elmasların, çoğu taşın aksine keskin kenarları ve köşeleri ilk günkü gibi kalır.
Bununla birlikte birçok insan, elmasının kırılmayacağını zanneder. Bu doğru değildir. Elmasın kristal yapısı “sert” ve “yumuşak” yönlere sahiptir. Çok sert yönüne yeterince güçlü bir darbe alırsa çatlayabilir, parçalanabilir, bölünebilir hatta tuzla buz olabilir. Dayanıklılığından ve ışığı çok iyi kırmasından dolayı değerli bir ziynet eşyasıdır.
Mücevher takılara ölümsüzlük kazandıran elmas, istenilen şekiller verilmek üzere kesilmektedir. Elmasın mücevher üretiminde kullanılan en popüler şekli yuvarlak olanıdır ki 57 faseti (yüzey) bulunmaktadır. Elmasın 57 fasetli kesilmiş haline 'pırlanta' denir. Faset, ışığı yansıtan açılı yüzeylere verilen isimdir. Yuvarlak şekilde kullanılan Elmas Pırlanta adını almıştır. Pırlanta, Türkiye'de tüm elmas şekillerinin genel adını alacak kadar popüler kullanıma sahiptir.
Genellikle ülkemizde Elmas, yuvarlak gül kesim elmas (rose cut) mıhlanarak üretilen alaturka mücevherlerin genel anlatımı olarak kullanılmaktadır.
Yılanların koruduğu elmas vadilerine dair söylencelerden her yıl milyonlarca karat ham elmas üretimine kadar elmasın tarihi esasında bir gizemli gücün, güzelliğin ve ticari uzmanlığın tarihidir. Tarihte birçok kültür elmasa farklı anlamlar yüklemiştir;
Günümüzün aksine eski çağlarda elmas sahibi olabilmek, bunu yenilmezlik ve sihrin bir parçası görmek yalnızca kral ve toplum liderlerinin tekelindeydi. Ayrıca elmas çıkarılan yerlerin sınırlı olması (yalnız Hindistan) ve madencilik tekniklerinin ilkelliği hem elmas miktarı hem de kalitesini olumsuz etkilemekteydi. Buna rağmen özellikle Hint Kralları sahip olduları bazı eşşiz elmaslarla (Idol Gözü, Kaplan Gözü, Goncolde Kraliçesi,Cennetin Aynası) kendi tahtlarını ve 'bahtlarını' korumuşlardır.
İlk elmas madenin yine Hindistan'da M.Ö. 500 yıllarında faaliyet gösterdiği günümüz arkeolagları tarafından saptanmıştır. Avrupa ve Doğu Asya ticaret yollarının XV. ve XVI. yüzyıllarda önem kazanması ile bu değerli taş batıda bilinirlik kazanmış ve 'Aşk'la ilk ilişkilendirilmesi (1477'de Avustuya Arşidük'ü) yine Avrupa'da gerçekleşmiştir. Doğu ticaret yollarının buluşma noktalarından biri olan Venedik elmasın başkenti haline gelmiş ve bu sıfatını geçen yüzyılın başlarına kadar muhafaza etmiştir.
Elmasın ilk kayıtlı tarihi, 3000 yıl geriye, muhtemelen elmasa ışığı kırma kabiliyetine göre değer biçilen Hindistan’a uzanır. O tarihlerde elmas, dekoratif amaçla ve şeytanı kovacak veya savaşta koruyacak bir tılsım olarak kullanılırdı.
Elmas bir süre tıpta da kullanıldı. Karanlık Çağda Aziz Hildegarde tarafından aktarılan bir anekdotta, elde bir elmas tutularak haç işareti yapıldığında yaraların ve hastalıkların iyileştiği anlatılır. Elmaslar hastalıkları giderecek umuduyla yutulurdu da. Orta Çağda Papa Clement bu yolla iyileşmeyi denedi, ama yazık ki başarılı olamadı.
Orta Çağda elmasların mistik güçlerinden ziyade meta değerine önem verilmeye başlandı. Elmasların değerinin anlaşılması sebebiyle de maden sahipleri elmasların zehirli olduğu yolunda söylenceler yayamayı sürdürdüler. Amaçları, maden işçilerinin elmasları madenden kaçırabilmek için yutmalarını engellemekti.
Elmasın popülaritesi Orta Çağda, Hindistan’da Kohinur ve mavi Hope elması gibi büyük ve meşhur pek çok elmasın keşfiyle birlikte aniden yükselmişti. Bugün Hindistan dünyanın en önde gelen elmas cilalama sanayisine sahip.
Hindistan elmas arzı azalırken Borneo ve Brezilya’da daha küçük miktarlarda elmaslar bulundu, ancak bunlar sürekli artan elmas talebini karşılamaya yetmiyordu. 19. yüzyılın ortalarında Güney Afrika’da Orange Nehri yakınında elmasa rastlanması dünyanın en büyük elmasa hücum sürecini ateşledi ve dünyanın giderek kabaran elmas iştahının doyurulmasına yardımcı oldu.
Yeni dünya olarak adlandırılan Amerika'nın keşfi elmas için yeni bir çağın başlangıcı kabul edilir. 1729 yılında Brezilya'da bulunan zengin kaynaklar Hindistan tekelini kırmış ve arzın artışı elmasın yayılmasını hızlandırmıştır. XX. yüzyılda ise ilerleyen teknoloji ve yayılan sermayenin işbirliği tam olarak bir elmas 'çılgınlığı' yaşanmasına sebep oldu. Başta Afrika olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan yeni maden yatakları (Borneo, Rusya, Congo Cumhuriyeti (Zaire), Botswana, Güney Afrika, Angola, Namibia, Ghana, Guinea, Sierra Leone, Zimbabwe, Guyana ve doğu Venezuella) günümüz pırlanta sektörünün şekillenmesi ve büyümesini sağlamıştır. Buna en son Kanada ve Avustralya'da bulunan kaynaklar eklenmiş ve yıllık 140 milyon karat yeryüzüne çıkarılır hale gelmiştir. (%49'u Afrika)
Asıl önemli konu ise bu taşın Aşk ve Sadakatin simgesi haline nasıl geldiğidir. İlk olarak Avrupa aristokrasisi tarafından evlilik ve bağlanmanın simgesi olarak görülmüş ve değerli bir hediye olarak atfedilmiştir. Fakat pırlantanın yalnızca kısıtlı bir kesim tarafından elde edilebilmesi bu kültürün de sınırlı yayılımını beraberinde getirmiştir. XIX. yüzyılın sonunda Cecil Rhodes tarafından kurulan De Beers ise elmasın geniş kitlelere yayıma misyonunu üstlenmiş ve maden yataklarının %90'ını ele geçirerek tekel haline gelmiştir. Tekel olmanın gücünü kullanarak pırlantaya anlamlar yüklemiş ve bunları tarihsel gerçeklerle harmanlayıp sunmuştur. Özellikle elmasın eşşiz, sonsuz ve aşkın simgesi olmasına vurgular yapılmış ve bu her pırlantanın tek ve eşşiz olmasıyla ilişkilendirilmiştir. Böylece 1890′larda De Beers’in kurulması ile ham elmas ticaretinde, üretimden dağıtıma her aşamasında fiyat kontrolü de dahil sistematik ve kurumsal yaklaşım gelişmeye başladı.
Hakikaten bilinen en dayanıklı madenlerden biri olan elmas; ışıkla olan muhteşem dansı ve her pırlantanın kendine özgü estetik yapısıyla sevgiliye ve sevgiye adanacak en özel hediye olarak gösterilebilir.
Dünyada her yıl çıkarılan elmasların yarısından azı, değerli taş niteliği taşır; geri kalanı da değerli taşa yakın kalitede ve endüstriyel kalitede elmaslar diye iki ana kategoriye ayrılır;
Değerli Taş Kalitesindeki elmaslar üstün kalite içerir ve mücevher takılarda kullanılır. Bu elmasların berraklığı “tertemiz”den “gözle görülür yabancı madde içeren” kategorisine kadar derecelendirmeye tabidir.
Değerli Taşa Yakın Kalite, değerli taş ile endüstriyel taş arasındaki kategoriye giren taşları ifade etmede kullanılır. Bu taşlar gözle görülür yabancı madde içerenler kategorisinden endüstriyel taşlara dek çeşitli berraklık derecelendirmelerine tabidir.
Endüstriyel Kalitedeki elmaslar ise düşük kalitede ve çok yabancı madde içeren taşlardır; bu sebeple de sadece endüstriyel kullanıma uygundurlar, dişçi frezesi veya kazı makineleri gibi.
Elmaslar baca madenciliği veya alüvyonel madencilik yöntemiyle çıkarılır
Baca madenciliği elmasların volkanik bacalardan çıkarılmasına karşılık gelir. Çok geniş bir alanda çalışılır. Ortalama 250 ton cevher çıkarılmalıdır ki değerli taş kalitesinde bir karatlık cilalı elmas üretilebilsin. Çoğu ülkede, maden yatağı kimberlit veya mavi topraktan oluşur. Önce kimberlit, açık ocak madenciliği yöntemiyle bacalardan yüzeye çıkarılır. Bir kez yüzeydeki birikintiler tüketildi mi bacaların kenarından şaftlar toprağa sokulur ve bacaların daha derin kısımlarına uzanan kanallar açılır. Elmas içeren kayaç yüzeye çıkarıldığında da elmasın ana kayaçtan ayrılacağı eleme tesisine nakledilir.
Bu işlem elmasların nehir yataklarından veya okyanus kıyılarından çıkarılmasını içerir. Milyonlarca yıl önce, yani elmas bacalarının oluştuğu zamanlarda bazı elmaslar bacalardan çıkarak nehirler boyunca çok uzaklara, hatta okyanuslara taşınmışlardır.
Bu elmasları kumsallardan çıkarırken, dalgaları tutmak için bir duvar inşa edilir. Elmas içeren düzeye ulaşana dek üst topraktan buldozerle 25 metrelik kısım alınıp kenara yığılır. Elmasa ulaşıldığında da elmaslı üst toprak kaldırılıp eleme tesislerine nakledilir.
Fantezi renkli elmaslar da vardır ve bunlar renksizliklerine değil de renk yoğunluklarına göre derecelendirilirler. Elmasların renkli olmasının çeşitli nedenleri vardır. Sarı, yeşil, mavi, kahverengi ve pembe renkler için en yaygın neden veya ileri sürülen nedenler aşağıda yer almaktadır:
Pembe elmas, dünyanın en nadir ve en değerli elmasıdır. Yıllarca beyaz elmas dünyanın en güzel elması olarak düşünüldü ta ki pembe elmas keşfedilene dek. Daha önce hiç görülmemiş yoğunlukta bir renk yelpazesiydi pembe elmasın yansıttığı. Dislokasyonlar, boşluklar ve nitrojensiz katışkıların bir araya gelmesi sonucu çok aranan pembe elmasların oluşmasına yol açtığı da ileri sürülmüştür. Ancak bu teoriler hala geliştirilme aşamasındadır.
Beyaz elmaslar dünyanın her yerinde çok çeşitli şekil ve büyüklükte üretilmektedir. Mücevher üretiminde en çok kullanılan elmas türü olup her boy ve tüm şekillerde kesilmektedir. Beyaz elmaslar en çok yuvarlak şekil kesim olarak kullanılmaktadır ki Elmasın Yuvarlak şekline Pırlanta denmektedir.
Şampanya elmas, doğal renkli bir elmastır ve açık saman renginden koyu konyak rengine dek geniş bir renk yelpazesi vardır. Düzenli atom örgüsünde yerkürenin derinliklerindeki basıncın yol açtığı yer değiştirmelerin/hareketlerin şampanya veya konyak elmaslarının kahverengi rengini almasına neden olabileceği öne sürülmüştür.
Ara pembe renkte cazip şampanya elmaslar da mevcuttur ve karatı şampanya elmaslardan daha yüksek fiyattadır. Bu taşlarda çok uçuktan çok koyuya çeşitli tonlarda pembe şuleler/parlamalar görülür. Pembe elmaslarda en nadir görülen renklerden biri olduğundan ara renkleri bile rengin gücü ve derinliğinden dolayı fiyatı daha yüksektir.
Fantezi sarı elmaslar sarıdan koyu kanarya rengine dek çok çeşitli tonlarda olur. Elmasın oluşum aşamasında nitrojen, elmas kristalleriyle birleşince bağlanmada bir elektron fazlasına yol açar. Bu elektron fazlası mavi ışığı emerek sarı rengi salıverir.
Fantezi mavi elmaslar gök mavisinden, safirden daha “delici” bir renge kadar çok geniş bir renk yelpazesine sahiptir. Bor kırmızı ışığı emer, böylece, nitrojenin yokluğunda bor içeren elmaslar mavi olur. Bor içeren bir elmas ünlü Mavi Umut elmassıdır. Bor içeren elmaslar sıradışı elektrik özelliklerini de gösterir ve doğada yarı iletkendirler. Hidrojen yüksek miktarlarda ise elmasda gri veya mavi renge neden olan bir diğer katışkıdır. Ancak bu elmaslar yarı iletken değildir.
Fantezi yeşil elmaslar da mevcuttur. Genellikle, renk çok derine nüfuz etmemiştir ve çoğunlukla da taşa şekil verilirken yok olup gider. Bir elmas içinde düzenli atom örgüsündeki herhangi bir boşluk yeşil rengi verir. Başka partiküller tarafından düzenli konumlarından atılan karbon atomları boşluklar yaratır. Rengin derinliği genellikle elmasın yüzeyinin yaklaşık 2 mm altına kadar iner. Aşırı yüksek sıcaklıklarda boşluklar hareket edebilir ve leylak rengi, turuncu, mavi veya altın rengi gibi başka renkleri oluşturacak şekilde nitrojen ile birleşebilirler.
Elmas kesme ve cilalama işlemini ilk uygulayanlar, Hindistan’da çok uzun zaman önce elmasın sadece bir başka elmasla zımparalanarak parlatılabileceğini keşfeden Hint mücevher ustalarıdır.
Günümüzde elmas ve barut, elmasların kesimi ve cilalanmasında önemli bir role sahiptir. Zamanla modern makineler, geleneksel elmas kesim araçlarının yerini almıştır. Elmas kesim ve cilalama işleminin tamamlanması saatler veya aylar alabilir. Bu işlem sırasında elmas ortalama olarak ham ağırlığının yarısını kaybeder.
Her elmas farklı olduğundan bir taş öncelikle kesim ustası tarafından dikkatle incelenmeli, ondan sonra kesim için işaretlenmelir. Kesimler arasında en tutulanı, bir taşa olabilecek azami parlaklığı ve ateşi, en düşük fireyle verebildiği için yuvarlak parlak kesimdir. Sonraki kesim ve cilalama işlemlerinde de yuvarlak parlak kesim bir örnek olarak kullanılır.
İşlenmemiş elmas ya testere ile kesilerek ya da yarılarak iki parçaya bölünür. Çoğu taş, “granülü” boyunca, yüksek hızda dönen elmas tozu kaplı ince bir metal disk veya lazer ile kesilir. Yarılmak üzere işaretlenen taşlar, granül boyunca çelik bir testere ile vurulan tek bir darbeyle ikiye bölünür.
Yardıktan veya kestikten sonra elmasın köşeleri kemer kısmından yuvarlatma işlemine tabi tutulur (yalnızca yuvarlak elmas için gereklidir). Taş dönen bir şafta takılı bir tornaya yerleştirilir. Bir başka elmas da zımpara kolunun altındaki uzun çubuğun ucuna takılır. Torna döndükçe iki elmas biraraya getirilip zımparalanarak şekillendirilir. Bu işlemde üretilen elmas tozu, başka elmasların kesilmesi ve fasetlendirilmesinde kullanılır.
Artık elmasın bir kemeri, en geniş kısmında bir göbeği vardır. Kemerin büyüklüğü veya konumu elmas kesim işleminin geri kalan kısmında hiç değişmez.
Sıra elmas cilalama işlemindedir; fasetler taşın üzerinde tek tek konumlandırılacaktır. Faset, ışığı yakalayan ve kıvılcım yaratan küçük düzlük veya yüzeydir. Çoğu elmas kesiminde 58 faset vardır.
Elmasın fasetleri, gözenekli demirden yapılma, elmas tozu ve yağla kaplı bir “döner tabla”üzerinde oluşturulur. Elmas bir tutucuya yerleştirilir ve çok yüksek bir hızla dönen döner tablaya tutulur.
Bir elmas, fasetleri temiz, keskin ve simetrik ise ve de kemerinin üst ve alt orantıları doğru ise iyi kesimlidir. Elmas, taşın toplam ağırlığının üçte biri kemerin üzerinde üçte ikisi kemerin altında ise doğru oranlıdır. İyi kesimli bir elmas ateşli, parlak ve güzel olacaktır.
Hindistan İngiliz İmparatorluğu, İngiltere' ye doğru ilerlerken birçok taş kaynağı buldu. 1526' da ilk Moğol imparatoru Agra, evleriyle ünlü Tac Mahal şehrini fethetti. Moğol imparatoru Agra' nın oğlu, görevdeki Rajah ailesinin hayatını bağışladığı için aile şükran belirtisi olarak Moğol imparatoruna bir mücevher hediye etti. Hediye ettiği elmasa da Agra Diamond adı verildi.
Bu ünlü pembe elmas, Hindistan yöneticileri tarafından birçok kez el değiştirdi. 8 Kasım 1844 tarihinde Londra' da tanınmış bir firma olan Charles tarafından satın alındı.
Paris' de 1899 yılında Agra elması Bram Hertz tarafından 31,41 karat ağırlığında kesilmiştir. Elmas en son Hong Kong SIBA Corporation tarafından 4.070.000 ' ya satın alınmıştır.
Allnatt Elması, Amerika Gemological Enstitüsü tarafından onaylı 101,29 karatlık, yastık şeklinde kesilmiş, VS-2 netliğinde, canlı sarı renkli bir elmastır. GIA renk skalasında yüksek renk derecelerindedir.
Elmasın ilk sahipleri bilinmemektedir. Ama elmas 1950'lerin başlarında Binbaşı Alfred Earnest Allnatt tarafından satın alındı. 19. yüzyılın sonlarında 1860'larda başlayan Güney Afrika'daki elmas üretimi, ilk yıllarda Cape Serisi olarak bilinen kahverengi sarı renklerin farklı tonlarının hakim olduğu bir seriydi.
Allnat Elması, kalitesiz olarak kabul edildi ve elmas piyasasında daha düşük fiyatlarla alındı. İlk olarak bu sarı elmasların güzelliğini tanıtan 1889 yılında Avrupa'da yapılan 23 sarı elmas koleksiyonu ile İranlı Nasır-ed-Din Şah (1848-1896) idi. Şimdi bu elmas İran Ulusal Kraliyet Hazinelerinin önemli bir parçasıdır.
Mayıs 1996'da, Allnatt Christie's Geneva tarafından yapılan bir açık artırmada satışa sunuldu. Bu açık artırmada elması satın alan 3.050.000 $ civarında bir miktarla Hong Kong SIBA Corporation oldu.
Allnatt Elması, 2003 yılında Smithsonian Enstitüsü Tabiat Tarihi Müzesi ve 2005 yılında Washington DC olmak üzere iki kez sergilendi. Özellikle 8 Temmuz 2005 ve 26 Şubat 2006 tarihleri arasında düzenlenen "Diamonds" sergisinin önemli bir parçası oldu.
Bu toprak rengi 65 karatlık elmas ilk olarak 1937 yılında Paris Dünya Fuarı'nda görücüye çıkmıştır. Daha sonra 15 seneliğine Amerika Doğal Tarih Müzesi'ne kiralanan 'Altın Mihrace' en son olarak 1991 yılında ismi açıklanmayan alıcısı tarafından 1.3 milyon dolara satın alınmıştır.
Amerikan Değerli Taşlar Enstitüsü'nün (GIA) raporuna göre fantazi koyu turuncu-kahverengi renge sahip, VS2 berraklıkta ve kendine özgü bir kesim stiline sahip olan Altın Mihrace'nin orijini ise Güney Afrika'dır. Taşın tarihi hakkında bilgi olmasa da yeryüzüne çıkarılmış elmaslar arasında en nadide renklerden birine sahip olması Altın Mihrace'yi özel kılar.
Tamamen renksiz (D) ve kusursuz berraklıktaki (F) 14.89 karatlık "Amerikan Yıldızı" modern yuvarlak kesimine 1999 yılında "Eight Star" adlı Amerikan şirketi tarafından satın alındıktan sonra sahip olmuştur. Kusursuz kesim için taşın büyüklüğünden 1 karat feda edilmiş ama sonuç bu göz alıcı pırlantayı ortaya çıkarmıştır.
Halen "Eight Star" mağazalarında teşhir amaçlı sergilenen "Amerikan Yıldızı" için biçilen değer ise $2.3 milyon dolardır.
Hindistan'ın Golconde bölgesinde eski bir elmas madeninden çıkarılan Archduke Joseph Diamond, 76,45 ct. ağırlığında, D color, yüksek derecede iç netliğe sahip eşsiz bir taştır. Kusursuz berraklık özelliği sebebiyle dünyanın en iyi berraklığa sahip 12. elması olduğu kabul edilir.
Archduke Joseph Diamond' a önceleri Macaristan'ın ileri gelen ailelerinden Habsburg' lar sahipken sonradan Macaristan hükümetinin malı olmuştur. Böylece ismini de Macaristan Arşidükü Joseph' den almıştır.
1961 yılında Londra da ihaleye çıkarılıncaya kadar nerede olduğu kesin olarak bilinmeyen Archduke Joseph Diamond'un 1. dünya savaşını da kapsayan zaman zarfı boyunca Fransa da olduğu tahmin edilmektedir. 1993 Yılında ikinci defa ihaleye çıkarılan Archduke Joseph Diamond, 6.4 milyon dolara satılmıştır.
Phoenix Millennium diamond ile beraber bir mücevhere dönüştürülen Archduke Joseph Diamond, 7 Nisan 2002 tarihinde bir televizyon programında dünyaca ünlü şarkıcı Celine Dion' un boynunda görüntülenmiştir.
34,50 karat ağılığında, 22,40 x 19,50 x 11,50 mm boyutlarında renksiz olarak tarif edilen Beau Sancy'in, 1500'lü yıllar da Hindistan'ın Golconda eyaleti civarında bulunduğu bilinmektedir. Elmasın bilinen sahiplerinden Fransa kralı 4. Henry Beau Sancy'yi Fransa Kraliçesi olacak eşi Marie de Médicis'e taç takma töreninde kullanmak üzere 1604 yılında hediye etmiştir. 1610 Yılında 4. Henry'in öldürülmesinin ardından kraliçe Marie de Médicis Hollanda'ya kaçmış ve ağır borç yükü sebebiyle rehine olarak bıraktığı değerli eşyalarının arasında Beau Sancy'inde olduğu bilinmektedir.
Yaklaşık 400 yıl boyunca sayısının bilinemediği kadar el değiştiren, bir çok siyasi oyun ve entrikaya şahitlik eden Beau Sancy, şimdilerde alman imparatorunun büyük torunu Prens George Friedrich'in mülkiyetindedir. Beau Sancy, ünlü müzayede şirketi Sotheby's tarafından İsviçre'nin Cenevre kentinde 15 Mayıs 2012 tarihinde kapalı ihale yöntemiyle satışa sunulacaktır. Kıymetinin 4 milyon dolar civarında olacağı tahmin edilmektedir.
Beluga Elması William Goldberg firması tarafından, oldukça yassı ve yaklaşık 265.82 karattan kesilmiş bir elmastır. Elmasın kesimden sonraki son hali 103 karat ağırlığındadır. Bu elmas hala araştırılmakta olan bir elmas türüdür. Elmas National Geographic dergisinin Mart 2002 sayısında yayınlanan "kan elmasları" adlı makalede de yer almıştır. Dikdörtgen görünümlü taş, bir Ashoka kesimidir. Bu kesim stili William Goldberg firması tarafından geliştirilen bir kesimdir. Hindistan'ın Golconda bölgesinden gelen 41 karatlık Kusursuz Ashoka Elmasına da kesiminden dolayı bu ad verilmiştir. Kesim dikdörtgen şeklinde ama köşeler yuvarlatılmıştır. Çapraz bir form oluşturan elmas pek çok değişik yüzeye sahiptir. Bu yüzeylerin bazıları kare şeklindeyken diğerleri dikdörtgendir.
Kökeninin Hindistan veya Güney Afrika olduğu bilinmektedir. 20. yüzyılın başlarında terk edilmiş olan Doğu Deccan Platosu'nda bulunmuştur. Bu gizemli elmas kendini doğa tarihine adamış bilim adamları tarafından bulunmuştur. 1908' de bulunan taş, bulunduğu tarihte 102 karat ağırlığındaydı.
Blue Heart elması kalp şeklinde kesilmiş ve olağanüstü mavi renge sahip bir elmastır. Bu elmas dünyanın en popüler mavi elmaslarından biridir. Blue Heart Elması "Unzue" elması olarak da bilinir. Arjantinli olduğu bilinen Mrs. Unzue elmasın bulunduğu tarihten 2 yıl sonra 1910' da bu elması satın almıştır.
Büyük Moğol Elması'nın hikayesi güney Hindistan Golconda bölgesinde geçmektedir. Elmas 787 karat ağırlığında ve etkileyici bir boyuta sahiptir. Büyüklüğü ve güzelliği ile eşsiz kabul edilen bir elmastı.
Ortensio Borgio adında bir Venedikli taş kesimi için atandı. Ancak taşta istenmeyen kusurlar meydana geldi ve Ortensio Borgio İmparator tarafından başı kesilerek cezalandırıldı.
1665 civarında İmparator'un oğlu Şah Auranf-zeb, ünlü kuyumcu ve dünya gezgini Jean Baptiste Tavernier' a elması gösterdi. Taş yüksek ve yuvarlak, gül kesimli ve alt tarafında hafif bir çatlak vardı.
1739' da, Hindistan İran hükümdarı Nadir Şah tarafından işgal edildiğinde Büyük Moğol Elması savaş ganimeti haline geldi. Nadir Şah, 1739 yılında evine taş ile geri döndü. Ancak Nadir Şah'ın mülkiyeti kısa ömürlü oldu. Nadir Şah ve 1747 yılında öldürüldü ve taş kayboldu.
Onun kaderi ile ilgili pek çok efsane vardır. Bazıları mavimsi ve gül kesimi ile Orlov Elması olduğu yönünde spekülasyonlar türetmektedir. Daha olası bir açıklamada, Büyük Moğol Elması'nın çalıntı olduğu ve onun kaynağını gizlemek için küçük taşlar halinde kesildiği yönündedir.
İran kraliyet mücevherlerinin en ünlüsü ve insanlık tarihinin en eski mücevherlerinden biri olan 186 karatlık Derya-i Nur Elması orijini eski Moğol hükümdarlarına kadar uzanmaktadır.Hindistan'daki yüzlerce yıllık Moğol hakimiyetinin İran Şahı Nadir tarafından sona ermesiyle 1739 yılında Tahran'a getirilen taş, güneş ve aslanların bulunduğu mücevhere mıhlanmış ve günümüze kadar muhafaza edilmiştir
Amerikan Değerli Taşlar Enstitüsü (GIA) tarafından yeryüzündeki en nadir taşlar arasında gösterilen, antik masa kesimine sahip, hafif pembe renkli ve kusursuz berraklıkta olan 'Işık Denizi' diğer nadide İran mücevheriyle beraber sergilenmektedir.
Excelsior 1893 yılında Afrika'da bulundu. Ham elmas mavi-beyaz renkliydi. 995,2 karat ağırlığında ve içinde bazı siyah noktalar vardı. Elmasın şekli alışılmışın dışındaydı. Excelsior yüksek demektir, ve elmas adını buradan almaktadır.
Excelsior elması birkaç parçaya bölünmüştür. Elmasın en büyük üç parçası 158, 147 ve 130 karat ağırlığındadır. Küçük parçalar 1 karattan 70 karata kadar tartılır. Elmas bölündüğünde neredeyse taşın %63 ağırlığı kadar bir kayıp meydana gelmiştir. Bu da 373,75 karata denk gelmektedir.
Excelsior elmasının De Beers tarafından satın alındığı söylenmektedir.
Orjini Hindistan olan gül kesimi ve 126 yüzeye sahip, hafif sarı renge sahip bu taş hem Florentine Diamond hem de Toskana Elması olarak bilinmektedir. 137.27 karatlık bu elmas XIV. yüzyılında Hindistan'daki Portekiz ordusu tarafından ele geçirilmiş ve Avrupa'ya getirilmiştir.
Daha sonra Toskana Dükü tarafından satın alınmış ve Avusturya Düşesi Maria Theresa'ya evlilik hediyesi olarak verilmiştir. I. Dünya Savaşı'na kadar Avusturya'da muhafaza edilmiştir. Ancak savaşla beraber yıkılan Avusturya İmparatorluğu'nda kaçırılan taş Amerika'da tekrar kesilip satılmıştır.
45.52 ct. ağırlığında, VS1 berraklığa sahip French Blue Diamond, koyu grimsi mavi rengi ile ünlüdür. French Blue Diamond, 1600'lü yıllarda Hindistan'ın Golconda bölgesinde bir elmas madeninde bulunmuştur ve yaklaşık 1.1 milyar yaşında olduğu tahmin edilmektedir.
Fransız bir gezgin olan Jean Baptiste Tavernier, 1668 yılında French Blue Diamond'u Fransa Kralı XIV Louis'e satmıştır. Elmasın yeni sahibi XIV Louis 67 ct. lık elması Sieur Pitau isimli taş ustasına yeniden kestirmiştir ve elmas, 45.52 ct. ağırlığındaki bugün ki şeklini almıştır.
1792 yılına kadar Fransa Kraliyet hazinesinde bulunan French Blue Diamond, yaşanan siyasi karmaşaya bağlı yağmalama esnasında çalınmıştır. Çalınmasının ardından 1911 yılına kadar bir çok entrikaya konu olan French Blue Diamond, ünlü mücevher markası Cartier tarafından Bayan Evalyn Walsh McLean için bir kolyeye dönüştürülmüştür.
10 Kasım 1958 günü, Smithsonian Enstitüsüne bağışlanan French Blue Diamond, bugün hala enstitüde sergilenmektedir.
Dünyanın kesilmiş en büyük elması, "Altın yıl dönüm" (50. yıl dönüm) anlamına gelen 545.67 karatlık sarı-kahverengi bir elmas olan "Golden Jubilee" dir. Golden Jubilee, 273.85 karatlık"Yüzüncü Yıl Dönüm" (Centenary Diamond) Elması' nın tasarımcısı Gabi Tolkowsky' nin eseridir. Taş, adını 1997 yılında 50. taç giyme töreni sırasında Tayland Kralına verilmiş olmasından almaktadır. Bu eşsiz pırlanta hala Bangkok' taki Kraliyet Müzesinde teşhir edilmektedir.
Güney Afrika Yıldızı; beyaz bir elmas olup Güney Afrika'lı Griqua halkından erkek bir çoban tarafından 1869 yılında bulunmuştur. Taşı bulan çoban çocuk taşı 500 koyun, 10 öküz, 1 at karşılığında satmıştır. Taş birçok kez el değiştirdikten sonra İngiltere'de Dudley kontesi Wiliam Ward'a satılmıştır.
Daha sonrasında Kral Edward tarafından 800,000 dolara satın alınmış ve kraliyet asasına monte edilmiştir. Orjinal taş kesilmeden önce 83.5 karattı. Kesildikten sonra değer kaybederek 47.69 karata düşmüştür. Asa şu an Londra Kulesinde bulunmakta ve sergilenmektedir.
Hortensia Elması, Fransa İmparatoriçesi Josephine' nin kızı ve Napolyon Bonaparte' ın üvey kızı Hortense' nin ismini almıştır. Soluk mercan rengi elmasın boyutu yirmi karat civarındadır. Bu taş 1792 yılında meydana gelen bir hırsızlıkta, Fransa' nın diğer saray mücevherleri ile birlikte ortadan kaybolmuştur.
Hortensia Elması da diğer kraliyet mücevherleri ile birlikte ileri bir tarihte kurtarılmış, ancak 1830 yılında tekrar çalınmıştır. Daha sonra bu elmas Paris' in Halles ilçesinde bir evin çatı katında bulunmuştur. Şimdi Fransız halkının diğer hazineleri ile birlikte bu şeftali rengi ve sıradışı beşgen biçimindeki bu 20 karatlık Hortensia Elması eşsiz Regent elması ile birlikte Paris' deki Louvre Müzesi sergilenmektedir.
Halen Topkapı Sarayı'nda sergilenmekte olan bu nadide taşın orijini halen tartışmalıdır. İsmini de aldığı olaya göre bu elmas 1669 yılında fakir bir adam tarafından Eğrikapı İstanbul'da bir çöplükte bulunmuştur ve üç adet tahta kaşık karşılığında bir kaşıkçıya satılmıştır. Kaşıkçıda taşı on gümüş sikke karşılığında bir mücevherciye vermiştir. Taşın ününü duyan Köprülüzade Ahmet Paşa taşı satın alıp saraya getirtmiştir. Ancak sonyıllarda kabul gören teze göre taşı bir Fransız askeri Hindistan'dan satın almış ve Fransa'da Napolyon'un annesine vermiştir. Napolyon'un sürgüne gönderilmesiyle Madame Letizia taşı elinden çıkarıp Ali Paşa'ya sattı. Günümüze kadar Topkapı hazineleri arasında muhafaza edilmiş Kaşıkçı Elması dünyanın en ünlü 22 elması arasındadır.
Harvard - Smithsonian Astrofizik Merkezi' nden bilim adamları galaksinin en büyük elmasını keşfettiklerini açıkladılar. Dünyadan 50 ışık yılı uzaklıkta, Centaurus takım yıldızında bulunan BPM 37093 adlı yıldızı gözleyen bilim adamları çok ilginç bir keşifte bulundular. Yapılan incelemelerde, beyaz cüce evresinde bulunan yıldızın iç kısmının tamamen elmastan oluştuğu anlaşıldı.
Orta boyutlardaki yıldızlar, yakıtları tükenmeye yakınken büyüyüp daha sonra içe doğru küçülüyorlar, bu küçük hale ise beyaz cüce adı veriliyor. En Büyükten Çok Daha Büyük Lucy adı verilen elmas yıldızın boyutları ise gerçekten inanılmaz boyutlarda.
Yapılan ölçümlere göre Lucy adlı yıldızda yaklaşık 10^23 (10 üzeri 23) karatlık elmas bulunuyor. Dünya üzerinde şimdiye kadar bulunan en büyük elmas ise 546 karatlık Golden Jubilee adlı taş. 200 miligrama eş değer olan karat birimiyle ölçülen elmaslar aslen saf karbon atomlarından oluşuyorlar. Saf karbondan oluşan kömür ve grafitten farkları ise atomlarının dizilişinden kaynaklanıyor.
Armut şeklinde, 118 karat ağırlığında mavi renkte bir elmastır. Bu kalite ve büyüklükte mavi elmas son derece nadirdir. İşlenmemiş Millennium Star Pırlantası, bir alüvyon arayıcısı tarafından bulunmuştur. Elmas, Steinmetz Group Diamond Şirketi tarafından 3 yıl gibi bir sürede işlenmiştir.
Elmas, Londra' da bulunan dünyanın en büyük tiyatrolarından STK Charterhouse Street kompleksinde etkileyici bir törenle sunulmuştur. 70 yıllık kariyerinde birçok elmasa sahip olan De Beers Başkanı merhum Harry Oppenheimer bu elmas için "Şüphesiz gördüğüm en güzel elmas" ifadesini kullanmıştır. Millennium Star, Washington Smithsonian Müzesinde sergilenmektedir.
Bu ünlü elmas pembe renktedir. Marquise şekilde kesilmiş olan elmas 22,84 karat ağırlığındadır ve Pembe Orkide olarak bilinir. Dünyanın en büyük onuncu pembe elması ünvanına sahiptir. Taşın şu an sahibi Londra Graff Diamonds şirketidir. Pembe elmaslar içinde özellikle bu boyutta olanlar son derece nadirdirler. Bu pembe orkide elmasının en az 12 milyon ABD dolar değerinde olduğu tahmin edilmektedir.
Steinmetz pembe elması, Güney Afrika'da keşfedilen dünyanın en büyük pembe elmasıdır. Kesilmeden önce 100 karatlık bir elmasdı. Sekiz kişilik kesim ekibinin 20 aylık çalışması sonucunda bugünkü halini aldı ve 59.60 karat ağırlığına geldi.
Pembe elmaslar, son derece nadirdir ve doğada genelde çok daha küçük boyutlarda bulunur. Bu da Steinmetz in değerli olasının en önemli nedenidir.
Steinmetz pembe elmasını ilk olarak süper model Helena Christensen tarafından Monako Grand Prix inde sergilenmiştir.
15.Yüzyılda Hindistan'da bulunan bu 3 santimetre uzunluğundaki 'Şah Elması'; tarih boyunca Hindistan. Moğol ve İran hükümdarlarının eline geçmiş ve taşa sahip olan hükümdarların ismi taşın yüzeylerine işlenmiştir.
İlk olarak 1591 yılında Burhan Nizam Şah, 1641 yılında Cihangir Şah ve son olarak 1842 yılında Ali Şah Sultan'ın isimleri ünvanlarıyla beraber taşın yüzeyine kazınmıştır.
1829 yılında Rusya'ya tazminat olarak verilen bu kristal şekli ve renksiz elmas halen Kremlin Sarayı'nda diğer yedi tarihi elmaslarla beraber korunmaktadır.
69 karatlık inci şeklindeki bu elmas, 1966 yılında Güney Afrika' nın Premier maden ocağından çıkarılmıştı. Ve çıkarıldığı ilk haldeki büyüklüğü 244 karat olan bu taş, Harry Winston tarafından kesilip taşlanmıştı.
Belki de Elizabeth Taylor ve Richard Burton hakkında anlatılmış olan en duygulandırıcı hikaye yaşanmış olanıdır. Evet, gerçekten de Richard Burton, Elizabeth Taylor' a dünyanın en büyük ve en güzel elmaslarını vermişti. Bunun üzerine bu elmaslara Taylor-Burton elmasları adı verildi.
Taylor-Burton, en son 1979 yılında yaklaşık 3 milyon dolara ismi bilinmeyen Suudi Arabistanlı bir alıcıya satılmıştır.
Gemological Institute of America (Amerikan Değerli Taşlar Enstitüsü) sertifikasına göre fantezi parlak mavi renge sahip, 12.02 karatlık ve VVS2 berraklık derecesindeki bu taşın orijini Hindistan' a dayanır. En ender bulunan mavi renge sahip bu elmas damla kesime sahiptir.
XVII. yüzyılda Fransız Kralı XIV Louis' in hazinesindeki diğer mavi elmasların yanında yerini almış ve günümüze kadar muhafaza edilmiştir. 2001 yılında müzayede değeri 6,000,000$ dolar olarak açıklanan 'mavi büyü' karat başına düşen yarım milyon dolarlık değeriyle en pahalı elmaslar arasındadır.
De Beers'in 100. yıl kutlamaları şerefine lanse ettiği 273 karatlık pırlantadır. Günümüze kadar bulunmuş en büyük renksiz (D) pırlanta olan Yüzüncü Yıl Elması Gabi Tolkowsky tarafından 599 karatlık cevherden elde edilmiştir. Gabi elmasa şekil verirken daha önce görülmemiş sayıda faset kullanmış (247), parlaklık ve ışığı geçirme özelliklerini en üst seviyeye çıkarırken The Cullinan yalnızca eski yöntemleri tercih etmiştir.
Herhangi bir mücevherde kullanılmayan ve değeri100 milyon dolar olarak hesaplanan bu elmas De Beers için bir simge haline gelmiş ve günümüzde teşhir amaçlı sergilenmektedir.
Conde elması ünlü elmaslar arasında en nadir özelliklere sahip taşlardan biridir. Hafif pembe renge sahip, damla kesimli ve 9,01 karat ağırlığındadır. Fransa Kralı 8. Louis Burbon Prensi Conde' ye tahta çıkış hediyesi olarak armağan ettiği taş prense iyi şans getirmiş ve hükümdarlığı zamanında sevilen ve başarılı biri olmuştur.
20. yüzyıla kadar Conde ailesinin muhafaza ettiği taş 1892 yılında Conde müzesine verilmiştir. 1926 yılında çalınan fakat aynı yıl içerisinde tekrar bulunan taş müzeye geri dönmüş ve günümüze kadar ulaşmıştır.
1905 yılında Güney Afrika Premier Madeni'nde keşfedilen bu 'devasa' cevher (işlenmemiş hali 3106 karat) dokuz parçaya bölünmüştür. Bilinen elmasların en büyüğüdür. Bunların en ünlü ve değerli olanı Cullian I ismiyle anılan 'armut' şeklinde kesilmiş Afrika Yıldızı'dır. 530 karatlık Afrika yıldızı kusursuz kesimi ve rengiyle İngiltere kralı VII. Edward'a hediye edilmiş ve halen kraliyet asasını süslemektedir.
Bugün, Londra' da Kraliyet Mücevherleri arasında sergilenmektedir. "Afrika' nın Büyük Yıldızı" olarak da bilinen Cullian I halen dünyanın en büyük elmasıdır.
Yeryüzüne çıkarılmış en büyük üçüncü büyük elmas olan DeYoung Pırlantası 5.03 carattır. Standart pırlanta kesiminden farklı olarak taç kısımdaki fasetler yatay olarak tekrar ikiye bölünmüştür. Bu taşı ünlü yapan da bu fazladan fasetlerin verdiği parlak ışıktır.
Oldukça nadir bulunan kırmızı rengi ise onu en değerli elmaslardan biri yapar. Zayıf ışıkta kahverengiye dönen rengi, ışığın şiddetlenmesiyle beraber kırmızının tüm tonlarını yansıtır ve onu eşsiz kılar. 'The De Young Red' hala Amerika Washington' daki Smithsonian Müzesi' nde sergilenmektedir.
Dünyanın en büyük yeşil elması (40 karat) olmasıyla ünlü Dresden Yeşili Elması 1741'de Saksonya Kralı II.Frederick Augustus tarafından satın alınmış ve II.dünya savaşı sonrasında Rus ordusu tarafından ele geçirilmiştir. 1958'de tekrar Alman şehri Dresden'e dönen elmas halen aynı şehirde sergilenmektedir.
1963 yılında Güney Afrika'da bir elmas madeninde bulunan The Great Chrysanthemum;
keşfedildiğinde 198,28 ct. ağırlığındaydı. 1965 yılında elması satın alan Julius Cohen, elması S & M Kaufman isimli şirkete kestirerek günkü şekline gelmesini sağladı. Bu kesim işleminden sonra elmas artık 104,15 ct. ağırlığına gelmişti.
Gemological Institute of America tarafından elmasın rengi fantezi Turuncu-Kahverengi kesimi ise Armut modifiye kesim olarak tarif edilmiştir. The Great Chrysanthemum elmasının genişliği 25 mm ve uzunluğu 39 mm dir. Bu sıradışı elmasın derinliği ise 16,2 mm gelmektedir. Elmasın üzerinde toplam 189 adet faset bulunmaktadır. Bir rivayete göre Julius Cohen, elması ismi bilinmeyen bir yabancıya satmıştır. 2003 yılında ise elmas Garrards Londra tarafından satın alınmıştır ve şu an ki sahibi bu şirkettir.
Şans ve kudret simgesi olan elmasların belki de hiç biri 'umut elması' olarak bilinen bu safir mavisi taş kadar kötü bir şöhrete sahip değildir. 1830 yılında umut elmasına şekil veren fakat oğlunu elması çalmasıyla üzüntüden hayatını kaybeden taş ustası ve bu haberle intihar eden oğlu, umut elmasını ilk taktığı gün sahnede vurulan ünlü sanatçı Follies Bergere, ailesinin neredeyse tamanını ilginç kazalarla kaybeden Evelyn Walsh bu elmasın kurbanları arasındadır.
Elmasın sahipleri arasında Sultan II.Abdülhamit'de bulunmaktadır. Kendisine batı tarafından verilen unvanlara bu sebeple bir de Lanetli Abdül (Abdul the Damned) eklenmiştir. Bu kötü şöhret ve ilginç olaylar zinciri nihayet Harry Winston'un taşı teşhir amaçlı Smithsonian'a vermesiyle son buldu.
70,21 karatlık, hafif mavimsi bir renkte olan elmasın, 17. yüzyılda Güney Hindistan'ın Golconda bölgesinde tarihi bir heykelin gözünden çalındığı iddia edilmektedir.
Etrafında 18 küçük pırlanta ile bir çerçeve oluşturulmuş olan İdol gözü bir açık artırmada kimliği açıklanmayan yalnız "BB" olarak bilinen biri tarafından satın alınmıştır. Sonrasında mücevherin el değiştirmesiyle ilgili birçok efsane bilinmektedir. Bu efsanelerden bir kaçı söyledir; Hindistanda Prens Rahab dan satın alındığı, Prenses Rasheedah için fidye olarak verildiği, Osmanlı hükümdarı 2. Abdülhamit'in satın aldığı vb. gibidir.
Tarihi boyunca birçok defa el değiştiren İdol gözünün, son olarak 1983 yılında yine adı bilinmeyen bir alıcı tarafından satın alındığı bilinmektedir.
1980 yılında Kongo' daki Mbuji Mayi kasabasında yaşayan küçük bir kız çocuğunun yakındaki MIBA elmas madeninin kullandığı maden atıklarının toplandığı alanda oynarken bir ışık farketmesiyle gün yüzüne çıkmıştır. Bir çok kez el değiştirdikten sonra Amerikalı Leo Wins tarafından kesim işlemi başlayan cevher 4 yıllık uzun bir çalışma sonucu 407.48 karatlık bir parça ve onlarca küçük parçaya bölünmüş ve şekillendirilmiştir.
890 karatlık cevher şimdiye kadar bulunmuş en düzensiz yapıya sahip elmaslardan biridir; sarıdan kahverengiye ve yer yer renksiz yapısı, kırılganlığı, düzensiz yüzeyi onu kesilmesi en zor taşlardan biri yapmıştır.
Kahn Canary dünyanın en ünlü elmaslarının keşfedilme hikayelerindeki gibi büyük ve çok uluslu bir elmas madeninde değil mütevazı bir milli parkta bulunmuştur. Elmas Kartaca, Arkansas da George Stepp tarafından keşfedilmiştir. Kahn Canary, 4.25 karat ağırlığında bir elmastır. Sarı renkte kristal üçgen formdadır. Bu taş kesilmemiş doğadan elde edildiği şekilde kullanılabilen nadir elmaslardan biridir. Kahn Canary 1992 yılında New York da Henry Tuna tarafından yüzük haline getirilmiştir. Yapılan bu işlemde Kahn Canary, 18 ayar altın ve platin bir montüre monte edilmiştir. Kahn Canary dünya çapında birçok prestijli etkinlikte sergilenmiştir. Amerika Birleşik Devletleri'nin 42. başkanı olan Bill Clinton'ın eşi Hillary Clinton tarafından eşinin yemin töreninde kullanılmıştır. Kahn Canary şu anda Pine Bluff, Arkansaslı kuyumcu Stanley Kahn a aittir.
Ünlü Moğol hükümdarı Sultan Babür'e ait Babürname'de de ismi geçen The Koh-i-Noor Pırlantası orijini tarih kadar eskidir. Pakistani Afganistan, Pencap ve son olarak Hindistan hükümdarlarının eline geçen ve 1850 yılında İngiltere'ye savaş tazminatı olarak verilen elmas diğer birçok parçanın olduğu gibi halen Londra Kulesi'nde kraliyet mücevherleri arasında sergilenmektedir. 108 karatlık bu nadide taş Kraliçe Elizabeth'de dahil olmak üzere birçok İngiliz Kraliçesi'nin tacını süslemiştir.
189 karatlık gül kesimli bu elmas tarihte ismini ilk olarak ünlü Rus kraliçesi Katerina tarafından satın alınmasıyla duyurdu. Kesin olmamakla Hindistan'daki bir mabetten İngiliz askerleri tarafından çalındığı düşünülen bu elmas hafif mavi ve yeşil tonlar barındırır. Zamanın en ünlü elması ve Rus kraliyet hazinesini en önemli parçası olan Orlov Elması tarihte birçok liderin hedefi haline gelmiştir. Efsaneye göre Moskova'ya kadar ilerleyen Napolyon bu taşı arzulamış fakat Kremlin'de saklanan elması tüm çabalarına rağmen elde edememiştir.
127.01 karatlık kusursuz berraklıkta ve sekizgen zümrüt kesimli bu taş hafif sarı renktedir. Orijini Kimberley Madeni (Güney Afrika) olan taş XX. yüzyılın başlarında çıkarılmıştır.
Daha sonra Avrupalı taş tücarları aracılığıyla Amerika'ya getirilen Portekiz Elması Smithsonian tarafından satın alınmış ve günümüze kadar muhafaza edilmiştir.
Dünyanın en büyük elmaslarından biri olan Premier Rose, 1978 yılında keşfedildi. Elmas keşfedildiğinde 353,9 karat ağırlığındaydı.
Kesim işlemi Güney Afrika' da gerçekleştirildi. Kesim işleminden sonra elmas artık 137,02 karat ağırlığında, 189 faset, D renk ve kusursuz netliğe sahip bir elmastı. Kesimi 16 gün ve yaklaşık olarak 385 saat sürdü.
Prens Rainer ve Avrupa kraliyet ailelerinden Bokasso'nun bu elmas ile ilgilendikleri bilinmektedir.
Premier Rose 1979 yılında yaklaşık 10.000.000 $'a anonim bir alıcıya satıldı.
1698 yılında, Golkonda madeninde bir köle tarafından işlenmemiş halde bulunan Regent elmasının orijinal ağırlığı 410 karattır.
1701 yılında, kesilmek ve cilalanmak üzere Hintli tüccar Thomas Pitt' e satıldı. Thomas Pitt tarafından kesilip cilalanan elmas, son derece parlak 140 karat ağırlıkta olup, minder şeklinde bir pırlantaya dönüşmüştür.
1717'de Orleans Dükü Philippe' e satılmıştır. Regent ismiyle Fransa Kraliyet mücevherlerinin bir parçası haline gelen taş, XV. Louis' nin tacında, Kraliçe Marie' nin saçında ve Marie Antoinette' in şapkasında süs olarak kullanıldı. Fransız Devrimi ve Napolyon dönemleri boyunca, pek çok hikâyeye konu olmuştur.
Regent elması 1887 yılında düzenlenen bir müzayedede kraliyet mücevherlerinden ayrılarak, bugün de içinde bulunduğu Louvre Müzesi' nde sergilenmeye başlanmıştır.
1877 yılında Güney Afrika' daki Kimberley madeninde keşfedilen Tiffany elmasının orjinal ağırlığı 287.42 karat, sarı renkli ve sekizgendir. Ünlü gemolog George F.Kunz' a gönderilen taş 90 yüzeye sahip olan 128.54 karatlık sarı bir cushion (yastık) kesimine dönüşmüştür. Olağandışı sayıda yüzeyi olduğu için (O zamanki normal yüzey sayısı 58' di) zamanında aşırı bir pırıltısı olduğu söylenirdi. 1879 yılında Tiffany tarafından satın alınıp New York' a getirildi. Hala şirketin mülkü olmaya devam eden pırlanta, şirketin ikonu haline gelmiştir.
128 karatlık, fazladan 32 fasete sahip (toplam 90) cushion (yastık) kesimli bu nadide taş New York' da sergilenmektedir.
1951 yılında Güney Afrika'nın Transvaal bölgesinde keşfedilen elmas, günümüze Transvaal elması olarak biline geldi. Elmas 25 karat ağırlığında ve damla kesimlidir. Leonard Wilkinson, eşi Victoria Wilkinson için elması Baumgold Brothers Inc şirketine özel bir kolye olarak tasarlattı ve eşine hediye etti. 1952 Yılında bu elmas için ilginç bir elmas pazarlama yöntemi hayata geçirildi. Elmas Dorothy Hart ve Lex Barker gibi ünlü oyuncuların oynadığı, 1952 yapımı popüler bir Tarzan filminde yer aldı. Dorothy Hart, filmin sonlarına doğru bir sahnede Transvaal Elmasını boynuna takmış olarak görüntülendi.
Victoria-Transvaal 67,89 karat, kahverengi, sari-armut biçimli tas.Transvaal, Güney Afrika'da bulunan bir 240 karat kristal kesildi. Ilk kesim 75 karatlik 1 x 1 ³ / 8 inçölçülen 116-faset tas üretti; bir recutting ayni uzunluk ve genislik korudu, ama dahaiyi oranlara göre derinligi azaltilmis, daha parlak hale getirir.Elmas, Tarzan, 1952baslikli Tarzan Savage Fury bir bölüm de dahil olmak üzere birçok Hollywood filmleri, Amerika Birlesik Devletleri ve Kanada'nin önde gelen sergilere yer almistir.
Kolye Baumgold Brothers Inc tarafindan tasarlanan ve 66 yuvarlak parlak elmas ileon damla motifleri ile saçakli sari altin zincir, her iki marquise kesilmis elmas, birarmut seklindeki pirlanta ve küçük yuvarlak olusur parlak kesilmis elmas (106elmaslarin toplam agirligi yaklasik 45 karat)Kolye, Washington DC SmithsonianEnstitüsü, 1977 yilinda Leonard ve Victoria Wilkinson tarafindan bagislanmistir.
The Williamson Pink Diamond 1947 yılında Tanzanya'da bir elmas madeninde keşfedilmiştir. Madenin sahibi, Kanadalı jeolog John Williamson, Prenses Elizabeth ve Prens Philip'in evlilikleri üzerine kesilmemiş haldeki bu elması onlara hediye etmiştir. İşlenmemiş hali 54.5 karat olan elmas, 1948 yılında Londra'da elmas kesicileri Briefel ve Lemer tarafından kesilmiştir. Kesildikten sonra 23.6 karat ağırlığa ulaşan elmas, 1952 yılında ünlü mücevher markası Cartier için Frederick Mew tarafından bir broş olarak tasarlanmıştır.
Mavi elmas denince akla gelen iki elmastan biri olan Wittelsbach Elması hem yeni bir sahibe hem de yeni bir şekle kavuştu. Daha önce 35.56 karatbüyüklügünde olan elmas, hem rengini, hem de kusursuz yapısını daha iyi göstermesi için 31.06 karat olacak şekilde kesildi.
Yeni sahibi, İnglitere' nin en büyük mücevher markası Graff' ın sahibi Laurence Graff ve yeni kesimi nedeni ile artık Wittelsbach-Graff Elması olarak adlandırılan mavi elmas, diğer mavi elmas olan 45.52 karatlık Hope Elması (Hope Diamond) ile birlikte 28 Ocak tarihinden itibaren Smithsonian Doğal Tarih Müzesinde (Smithsonian' s National Museum of Natural History) sergilenecek.
Eureka Diamond, 1867 yılında Güney Afrika'da Orange Nehri üzerinde yer alan Hopetown yakınlarında bulunduğunda 21.25 karat ağırlıktaydı. Sonrasında yastık biçiminde kesilen Eureka Diamond, 10.73 karat ağırlığa gelmiştir. Eureka Diamond'un en önemli özelliği taşın rengi ya da berraklığı değil Güney Afrika'da bulunmuş ilk elmas olmasıdır.
Erasmus Jacobs, evinin tıkanan su borusunu açmaya çalışırken Eureka Diamond'u buldu. Elmasın gerçekliği ve kalitesi test edildikten sonra 1867 de Paris Fuarı'nda dünyaya gösterildi.
Eureka Diamond'u dönemin valisi Sir Philip £ 500 satın almıştır. Elmas Sir Philip'de 100 yıl kadar kaldıktan sonra 1967 yılında De Beers tarafından satın alınıp Kimberley Mine Museum'a yerleştirilmiştir ve şimdilerde burada sergilenmektedir.
Arcots Diamonds, Hindistan'ın Golconda bölgesinden 1620'li yıllarda bulunmuş, renk ve berraklık bakımında çok özel bir taştır. Arcots Diamonds, Kral IV George için bir taca monte edilmiştir. Kral'ın tacında bulunan Arcots Diamond, bir süre sonra halefi olan IV William'in eşi Adelaide için yapılan taca monte edilmiştir. 1821 yılına gelindiğinde meclis mücevheri satılması için taçdan söktürmüştür.
1837 yılında Robert Grosvenor, Arcots Diamond için £ 10.000 ödeyerek eşine doğum günü hediyesi olarak elmasdan bir çift küpe yapılmasını sağlamıştır. Arcots Diamonds, küpe haline geldikten sonra 100 yıl kadar Grosvenor ailesinde kalmıştır.
Lesotho Promise, 603 karat ve 120 gram ağırlığında olan ender elmaslardan biridir. Adını Lesotho dağlarındaki keşif sırasında bulunduğu için, Lesotho Dağı'ndan alır.
Lesotho Promise, dünyada şimdiye kadar bulunan onuncu en büyük beyaz elmas kristali olarak kaydedildi. Elmasın rengi ise berraklığı gibi nadir rastlanan özelliktedir. Pırlantanın olabileceği en beyaz sınıf olan 'D' kategorisindedir.
Ender bulunan bu taşın muazzam önemini anlayan Laurence Graff onu satın almaya karar verdi ve açık artırmada en iyi teklif sundu. Böylece Lesotho Promise ünlü mücevher firması "Graff Diamonds" tarafından satın alınmıştı. Dünyanın pırlanta merkezi olan Antwerp fuarında sergilenmektedir.