En değerlinize en değerlisi.
Işıltısıyla en göz alıcı ve en değerli taş olan pırlanta vazgeçilmez bir tutku... Bir mücevherden daha çok sizi anlatan eşsiz bir parça...
Goldstore'un 3 kuşaktır devam eden mücevher uzmanlığıyla tasarlayıp ürettiği, büyüleyici güzellikteki sayısız tasarımıyla pırlanta, şıklığını kusursuzca sunuyor.
Göz kamaştıran özellikleriyle pırlanta, mücevher tutkunlarının her dönemde gözdesi olmuştur. Şıklığı ile modası hiç geçmeyen pırlanta, Goldstore Pırlanta ve Renkli Taş Uzmanları tarafından titizlikle seçilmekte ve en nadide mücevherlere dönüştürülmektedir. Goldstore sertifikası ile gerçekliği kanıtlanan pırlantalı takılar, özel günlerinizde ve günlük yaşamınızda şıklığınızı artırıyor.
Zarif çizgiler taşıyan pırlanta yüzük, pırlanta kolye, pırlanta küpe, tamtur pırlanta, beştaş pırlanta, tektaş pırlanta yüzük, pırlanta bileklik ve pırlanta set modelleri Goldstore'da! Şıklığının yanında karat, kesim, berraklık ve renk özellikleriyle dikkati çeken pırlanta modellerini bir arada sunan Goldstore alışverişi güvenilir kılıyor. Her pırlantalı üründe 5 yıl garanti, sertifika, ücretsiz kargo ve kolay iade-değişim avantajları sunuluyor.
Pırlanta 4C kuralının karat, berraklık, renk ve kesim özelliklerinin en güzel modellerle bütünleştirildiği Goldstore pırlantalı ürünler, kendinize ya da sevdiklerinize alacağınız en özel mücevherlerdir.
Hayatındaki en değerli insana pırlanta yüzük almak isterken kaliteden vazgeçmeyenler için doğru adres Goldstore oluyor. Evlilik teklifinin olmazsa olmazı tektaş pırlanta yüzük, ışıltısı ile bu özel anın daha da güzelleşmesini sağlayacak. Kadınlara alınacak en anlamlı hediyelerden tektaş pırlanta yüzük, aşkın tek kanıtı olarak sevdiğinizin parmağından çıkarmak istemeyeceği mücevherlerdendir.
Bağlılığı sembolize eden en ihtişamlı modellerden beştaş pırlanta sarı altın ya da beyaz altın olarak her beğeniye hitap ediyor. Özellikle evlilik yıldönümü hediyesi için tercih edebileceğiniz beştaş pırlanta, kadınların büyük bir mutlulukla karşıladığı hediyelerden biri... Sınır tanımayan aşklara özel tamtur pırlanta yüzükler tam anlamıyla aşkı anlatan şık ve seçkin modellerdir. İster doğumgünü hediyesi isterseniz de evlilik yıldönümü için alabileceğiniz bu şık model, Goldstore ile bir tıkla kapınızda!
En genci 900 milyon yaşında olan elmasın işlenmesiyle hayat bulan pırlantalar kolyelere de apayrı bir değer kazandırıyor. Kadınların narin boyunlarına çok yakışan pırlanta kolyeler, şık olduğu kadar iddialı bir tarzda sunuluyor. Değeri varlığınızla artacak pırlanta kolye modelleri altın ya da gümüş olarak Goldstore uzmanlığı ile sizlerle! Ayrıcalıklı ışıltının yansımasını görmek isteyenler içinse pırlanta küpe ve pırlanta bileklik modelleri dönemin modası formlarda sunuluyor.
Mükemmelliğin ayrılmaz parçaları pırlanta set modelleri, şıklığı bir bütün olarak sunuyor. Eşsiz modelleri ile herkesin sahip olmak isteyeceği tasarımlar haline gelen pırlanta setler, adeta kusursuzluğu yansıtıyor.
Pırlanta modelleri; en iyi fiyat, sorunsuz iade-değişim, 5 yıl garanti, bedava kargo ile İnternetin Altın Kalpli Mücevhercisi Goldstore'da. Hemen Alın.
Müşterilerimiz tarafından en son tercih edilen pırlanta takılar.
En yeni Goldstore tasarımı pırlanta takı modeli.
İndirimli pırlanta takı modellerini kaçırmayın!
Her aşamasını birebir takip ettiğimiz satışlarımızda müşteri memnuniyeti odaklı bir hizmet kalitesi sunuyoruz.
Ürün beklediğim gibi güzel ve kaliteli teşekkür ediyorum iyi çalışmalar dilerim ...
H. E. D. | 2021-02-05Hızlı kargo... Hediye paketleri çok başarılı idi, teşekkür ederim. İşçilik gayet başarılı....
D. T. | 2016-04-18Hiçbir sorun yok. İşini iyi yapanların kazanacağının farkında olan bir kurum....
O. F. | 2017-04-28İlk defa bir siteden altın alışverişi yaptım.ve iyiki goldstore yi seçmişim.El emeği için ustasına,ilgisi ve desteği için Mihriban hn.çok teşekkür ediyorum.kesinlikle tavsiye ediyorum,çok memnunum...
FUNDA DOĞRUYOL | 2017-01-24Ürün elime ulaşmadan keyifli bir şekilde yazmak istedim .. çünkü Goldstore gerçekten bir marka ve kaliteli .. arkadaşlarım çok alışveriş yaptı ve bana önerdi satın aldım yarın elimde insallah herşeyiyle iyi bir yer a dan z ye Belirtmek istediğim bi konu daha Caner beye sonsuz şükran ve teşekkürlerimi sunuyorum yaptığı ve ilgi gösterdiği satış portföyünü iy...
Kubilay Kaya | 2018-05-15Elmasın 57 fasetli şekline ‘pırlanta‘ denir. Faset, ışığı yansıtan her bir yüzeyle verilen addır.(Şekil-1)
Elmasın saf karbon olduğunu ilk olarak Fransız kimyacı Lavoisier keşfetmiştir. Lavoisier, elması yakmış ve yanma gazının sadece karbondioksit olduğunu görünceelmasın karbon olduğu hükmüne varmıştır.
Elmasın en belirgin özelliği sertliğidir. Mineralojide kullanılan mohs sertlik göstergesinde en yüksek rakamla (10) gösterilir. Bu, diğer bütün mineralleri çizebilmesi demektir.
Dayanıklılığından ve ışığı çok iyi kırmasından dolayı değerli bir zîynet eşyâsıdır. Elmas izometrik bir sistemde kristallenir. Her karbon atomu kendisini çevreleyen dört karbon atomuyla düzgün dörtyüzlü meydana getirecek şekilde bağlanmıştır. (Şekil-2) Daha doğrusu iki tâne kare tabanlı piramidin taban tabana gelmiş şekli görünümündedir. 12 yüzlü ve kübik kristal yapıları da vardır. Kristallerin rengi beyaz, kahverengi, siyah veya renksiz olabilir. Mineralin içinde yabancı atom mevcudiyeti de söz konusu olabilir. Fakat her 10.000 karbon atomu başına ancak bir tâne yabancı atom bulunur. Hattâ güzel tabiî elmasda 100.000 atom başına ancak 1 tane yabancı atom bulunur.
Elmasın tartılmasında ölçü birimi olarak kırat kullanılır (1 kırat 200 miligrama eşittir).
Elmasın optik özellikleri ona güzellik ve değerli zînet eşyâsı özelliğini vermektedir. Işığı kırma indisi çok yüksektir (2,417). Yâni içeri kabul ettiği ışın yansıttığı ışına göre fazladır. Kezâ ışını disperse etme (yâni, beyaz ışını renklere ayırma) yüksektir.
Pırlanta üç bölümden oluşur. Taç, kemer ve külah.
Kemerin üstünde bulunan bölüme “Taç” denir. Taç bölümünde 33 adet faset bulunur. Taç bölümünde bulunan fasetlerin sayısı fazla olduğu için, bu bölümde daha fazla yansıma ve parlaklık gözlemlenir. Bundan dolayı taç bölümü, pırlantanın geneline göre daha beyaz görünür.
“Kemer” bölümü doğal, cilalı ya da fasetli olabilir. Kemer kalınlığı pırlantanın parlaklığını etkiler. Kalın kemerli birpırlanta daha mat görünür, ince kemerli pırlanta ise mıhlamaya karşı dayanıksızdır. Kemer, pırlantayı sağlam tutan önemli bir bölümdür. Kemer olmasaydı, pırlanta üretimde kullanılamayacaktı.
Kemerin altında bulunan bölüme “külah” denir. Külah bölümünde 24 adet faset bulunur. Külah bölümü pırlantaya giren ışığın dışarı yansımasını sağlar. Külah ne kadar doğru açıyla kesilmiş ise, pırlantaya giren ışık yansıyarak yine taçtan çıkar. Böylece pırlantada optimum parlaklık sağlanmış olur.
Kimi zaman külah ucuna da faset atılabilir. Bu faset ile pırlantanın en hassas kısmı olan külah ucunda oluşabilecek hasarlar önlenmiş olur. Dünyanın en sert madeni olsa da, pırlanta belirli yönlerden gelen darbelere karşı dayanıksızdır ve çabucak kırılabilir.
Çap, pırlantanın kemerinin bir uçtan diğer uca kadar olan ölçüsüdür. Derinlik, pırlantanın tabladan külah ucuna kadar olan yüksekliğidir.
Pırlantalı Mücevher seçerken göz önünde bulundurulması gereken 4 temel özellik vardır ki buna “Pırlanta 4c özellik” denir. Pırlantanın 4c özelliği denilen bu nitelikler, İngilizce anlamlarının baş harflerini simgelemektedir. Her “C” elmasa kattığı güzellik açısından değerlidir. Pırlantanın parlaklığı, ışıltısı ve güzelliği bu 4C özelliğinin tümüne bağlıdır.
Pırlanta satın alırken “Pırlanta 4C Özelliğini” bilmeniz, bütçenize uygun, doğru ışıltılı bir “Pırlanta Tek Taş” ya da “Pırlantalı Mücevher” seçiminizde size yardımcı olacaktır. Uzmanlarımızın hazırlamış olduğu “Goldstore akademi” bölümündeki bilgilerle, Pırlanta Eğitimi ile ilgili size yeterli bilgi sağlayarak Pırlanta Takılarınız için mükemmel pırlantayı seçmenize yardımcı olabiliriz.
Pırlantanın 4C özeliklerini oluşturan nitelikleri;
Kesim (Cut),
Renk (Color),
Berraklık (Clarity),
Karat (Carat)
olarak bilinmektedir.
Kesim ve şekil aynı şey değildir. Şekil, pırlantanın dış görünümüdür: yuvarlak mı kalp şeklinde mi zümrüt mü, prenses mi, oval mi, damla mı, markiz mi? Bir yuvarlak pırlanta, Elmas şekilleri arasında en parlak olanıdır. Simetrik dış anahatları pırlantaya gelen ışığın neredeyse tamamının yansımasına izin verir.
Pırlanta kesimi, taşın simetrisi ve boyutlarıyla ilgili bir özelliktir. Kesim, Pırlantaya ışıltı ve pırıltı verir; ışığı kırma yeteneğini belirler. Pırlanta kusursuz bir renk ve berraklığa sahip olsa da kötü bir kesim yüzünden mat görüneceğinden, kesim, Pırlantanın en önemli özelliği olarak addedilir. 4C içinde kesim, doğrudan insan elinin ürünü tek özelliktir, diğer üçüyse doğanın eseridir. Doğa, pırlantaya renk, berraklık ve karat özelliklerini bahşeder ama pırlantanın kesimi doğrudan insan eliyle olur.
Kesim ile, pırlantanın şeklinden değil ham elması parlak bir pırlantaya dönüştürürken usta bir zanaatkârın yarattığı açılarla oranlardan söz ederiz. İyi kesimli bir pırlanta bir yüzeyinden içine aldığı ışığı ayna gibi diğerine geçirir, böylece yayılan ışık taşın tepesinden yansır.Bu da, pırlantada bir ateş veya parıltı yaratır. Pırlantanın yansıttığı parlaklık ve pırıltı, emdiği ışığı yansıtma yeteneğine bağlıdır.
Yuvarlak kesim pırlantalar bilimsel olarak en fazla ışığı yansıttığı saptanan, tüm kesim stilleri arasında en parlak kesimdir. Bu kesimler kareden ovale her şekilde olabilir. Ancak, yuvarlak şekilli pırlanta tüm diğer pırlanta şekilleri için bir standart olmasının yanında bugün satılan pırlantaların yüzde 75’ten fazlasını oluşturur. Taç, kemer ve külah arasında paylaşılan genellikle 57 fasetli kesim, ateş ve parlaklıkta maksimum seviveye ulaşmak için hassas bir formül ile ayar edilir. 7 parçaya ayrılır;
Taçta 1 geniş sekizgen tabla,
Taçta 8 üçgen yıldız,
Taç çevresinde 8 uçurtma bezel faseti,
Taç çevresinde 16 üçgen üst kemer faseti,
Külah ucu uçurtma şeklindeki 8 külah kanalını kemere bağlar,
Çifter dizili üçgen şeklinde 16 uzun alt kemer faseti ile kesilen elmas ideal bir Pırlanta olur.
Yuvarlak şekli (Pırlanta) tercih eden kişiler, aileye düşkün, bağımlı ve sakin mizaçlıdırlar.
Kesim ustası ham elmasın fasetleri olarak bilinen yüzeylerini cilalamalıdır. Bu kesim işlemi, taç, külah, tabla, kemer, külah ucu denilen pırlanta bölümleri ortaya çıkarır.
Çap : Pırlantanın ortası (kemer uzunluğı) baz alınarak ölçülen genişliği.
Tabla : Pırlantanın en üst ve en geniş yüzeyidir.
Taç : Pırlantanın, kemer üstünde yer alan ve tablaya veya tepeye uzanan fasetlerdir.
Külah : Pırlantanın, kemerden külah ucuna uzanan alt kısım, bazen taban veya alt yarı diye de adlandırılır.
Kemer : Bir Pırlantanın en geniş bölümünü çevreleyen dar bant. Pek çok Pırlanta tamamıyla perdahlanmış veya hatta traşlanmış bir kemerle tamamlanır
Taban/Külah ucu : Taşın en alttaki fasetidir. İdeal külah ucu çıplak gözle görülemez olandır (“orta” veya “sıfır” diye ölçeklendirilendirilir).
Derinlik/yükseklik : Pırlantanın tablasından külah ucuna kadar olan yükseklik.
Genel olarak, daha küçük tablalı kesimler daha fazla ateş, daha büyük tablalı kesimlerse daha fazla parlaklık sunar. Daha büyük tablalar bugün daha popüler, çünkü daha büyük pırlanta ilüzyonu yaratır. Ne yazık ki bir pırlanta da hem ateş hem de parlaklık birlikte öne çıkamaz. Daha geniş bir tabla daha fazla parlaklık yaratabilir ama ateşte biraz azalmaya yol açabilir veya tam tersi. Kimse bunun hangi oranlarda olabileceğini söyleyemez. Bu nedenle de pırlantalarda farklı tiplerde oranlamalar söz konusudur ve “en iyi” denilen, bir tercih meselesidir.
1919’da Marce Tolkowsky, ışığın pırlantaya girip geri yansımasına izin veren en iyi açı kombinasyonun en iyi parlaklık-ateş kombinasyonu olacağını ileri sürmüştür. Tolkovsky’nin formülü bugünün “ideal kesim pırlantalar”ın temelini oluşturmuştur.
Kesimin genişlik ve derinliği, ışığın Pırlanta içindeki dolaşımını belirler. Bir Pırlanta eşit boyutlara ve simetriye sahipse ışık içeride her yüzeyden yansıyacak ve bir parlaklık ve parıltılı bir görüntü kazandıracaktır. Taş fazla derin veya fazla yassı ise, ışık taşın alt kısmından kaçacak ve Pırlanta parlaklığını kaybedecektir.
Bir pırlantanın parlaklığı kesimindeki iki özelliğe bağlıdır: simetri ve cila. Simetri, fasetlerin birleştiği açılardır. Doğru simetri, ışığı elmasın içinde bir yüzeyden diğerine sürekli olarak yayarak olabildiğince az ışığın dışarı kaçmasını sağlar. Fasetler doğru oranlarda düzenlendiklerinde pırlantanın ateş/ışıltı ve parlaklığını maksimize edecektir. Kusursuz bir kesim için zanaatçının çoğunlukla ham elmasın yüzde 50’sinden fazlasını kesip atması gerekecektir. Dolayısıyla da kesimciler çoğunlukla daha büyük bir pırlanta için parlaklığı feda etmeye meyillidirler.
Cila ise, bu yüzeylerin gerçekte ne kadar düzgün olduklarıyla ilgilidir. Daha pürüzsüz yüzeyler daha keskin bir ışık yansıması yaratarak (yani hiç bulanıklık olmadan) yansımanın miktarını da kalitesini de azamiye çıkaracaktır.
Sığ Kesim: Işık tabandan veya kenarlardan kaçarak pırlantanın ateşini veya parlaklığını kaybetmesine neden olur.
İdeal Kesim Pırlanta: Taşa gelen ışığın neredeyse tamamı tepeden dışarı yansır ki bu sayede parlaklık azami düzeye çıkmış olur.
Derin Kesim: Işık tabandan veya kenarlardan kaçarak taşı karanlık ve mat gösterir.
Bir pırlantanın kesimi veya boyutları, kemer çapının boyutuna göre yüzdelik oranlarla ölçülür. Pırlantanın kemer çapı daima %100 diye düşünülür. Örneğin, bir Pırlantanın kemer çapı 10 milimetre (% 100) , tepe yüzeyi/tavan 5.6 milimetredir. Toplam derinlik ölçüsü de 6.1 milimetredir. Bu pırlanta, % 56 tavan ve % 61 derinliğe sahip bir taş olarak tanımlanır. Tavan ve derinlik yüzdeleri, boyutların uygunluğunu belirlemede kilit unsurlardır. Uygun tepe oranı % 55-60 arasındadır.
Pırlanta kesimi, yeni kesimler ortaya çıktıkça kendini yenileyen, gelişen bir sanattır. Bugün çeşit çeşit ideal kesim formülü vardır. Her ne kadar her yöntem olağanüstü güzel bir pırlanta ortaya çıkarıyorsa da hangisinin en iyi yöntem olduğu konusunda henüz bir mutabakat yoktur.
“Çok İyi” diye derecelendirilen pırlantalar, taşa giren ışığın çoğunu yansıtır. Bu pırlantalarda genellikle daha büyük olsunlar diye parlaklıklarından bir parça feragat edilir. Uygun maliyetli bir seçenek olmakla birlikte bazı alıcıların görüntüsü açısından tercih ettikleri ölçünün dışında kalmaya başlayabilir. Bu pırlantalar elmas kesimlerinin en popüler yüzde 25’ini temsil etmektedir.
Bu kategori, elmas kesimlerinin yüzde 35’inin oluşturmaktadır. Kaliteli kesimler olmkal birlikte önemli miktarda parlaklık kaybı olacaktır. Bununla birlikte kendilerinden üst derecedeki pırlantalardan çok daha ucuzdurlar. Işık külahın öteki tarafından kaçarak kıvılcım ve parlaklığın kaybolmasına yol açar.
Bunlar, yeterli miktarda ışığı yansıtamayan pırlantalardır. Çoğu kez bunlar İyi Kesimin minimum standartlarını yakalayamayacak kadar derin veya sığ kesimlidirler. Bu pırlantalar genellikle indirimli satış yapan ve promosyonlu kuyumcularda bulunur.
Goldstore Uzmanı Der ki:
4C içinde bir pırlantanın kesimi bütün görüntüsünde en önemli faktördür. Kesim, 4C içinde insan elinin hassasiyetine kalan tek C olduğundan aynı zamanda da Pırlatanızın değeriyle bağlantısı en yakın olanıdır.
Bütçenizi belirledikten sonra, uygun kesimi seçerek işe başlayabilirsiniz. Olabilecek en parlak kesimli pırlantayı seçerek diğer 4C’nin derecelerini, taşın güzelliğinden ödün vermeden bütçenize göre istediğiniz gibi ayarlayın.
Pırlantalı Mücevher satın alırken “renk” gerçekten de düşünebileceğinizin tam tersidir. Seçiminizi yaparken aslında belirli bir renkte olup olmadığına bakmazsınız. Daha ziyade, sizin ideal pırlantanız olabildiğince az renkli olacaktır. Çoğu pırlanta buz beyazı görünür, ama pek çoğunda da, hafif tonlarda renkler, özellikle de sarı vardır.
Pırlantalar, yoğun ısı ve basınç altında oluşur. Renksiz pırlantalar saf karbondan oluşur. Atomik yapısındaki diğer elementlerse kendilerini renklerde ele verirler. Pırlantanın renk derecesindeki tek bir değişiklik pırlantanın değerini büyük ölçüde etkileyebilir.
Pırlantanın yansıtabileceği renk yelpazesidir sözü edilen.
Pırlantalar, Amerika Gemoloji (Kıymetli Taş/Cevher Bilimi) Enstitüsü (GIA) tarafından belirlenen ve D’den (renksiz) Z’ye (sarı, kahverengi veya gri) uzanan bir renk skalasına göre sınıflandırılır. D Sınıfı Pırlantalar, en çok rağbet görenlerdir.
Taş beyaza ne kadar yakın veya “renksiz” ise, o oranda değeri artar. Zira, renk olmaması taştan daha fazla ışığın geçmesine izin verir. Daha fazla ışık girerse pırlanta içinde daha fazla ışık olur ve bu da, daha yüksek düzeyde bir kıvılcım veya “ateş” yayacak demektir. Ancak, hangi rengin pırlantayı güzelleştirdiğine dair öyle katı ve sıkı kurallar yoktur. Pırlantadaki renk özellikleri kompozisyonun bir sonucudur ve zaman içinde de değişmez.
Tamamen renksiz taşlar son derece nadir ve değerlidir. Bu güzellikleri inanılmaz görsel niteliklerinden gelir. Bir Pırlanta tıpkı bir prizma gibi, ışığı bir renk tayfı içinde dağıtır ve kıvılcımlar halinde hareketli ışıltılar halinde yansıtır. Pırlantada renk azaldıkça kıvılcımları daha da renklenecektir. Renksiz Pırlantalarda gökkuşağının tüm renkleri göze geri yansır.
Benzer cinsten iki Pırlantayı, arasındaki fark çok belirsiz olduğundan ayırt etmek hiç kolay değildir.
Pırlantalar, aşırı ısı ve basınç altında oluşur ve diğer elementlerin zerreleri de bu oluşum sırasında Pırlantaların atom yapısına dahil olabilir, dolayısıyla da renk çeşitliliği doğar. Bu zerreler o kadar küçüktür ki, ‘milyonda bir’ ile ifade edilir. İdeal laboratuar koşulları olmadan tek bir sınıfın ayırt edilmesi, bir uzman tarafından bile, son derece zordur.
Renk, kontrollü uygun aydınlatma koşulları altında Pırlanta yukarıdan aşağı gözlemlenerek belirlenir ve sınıflandırılmadan önce gözlemin doğruluğunu saptamak üzere bir ana setle karşılaştırılır.
Pırlantalar doğrudan renkleriyle kıyaslanırken, çoğu müşteri, taşlar en az iki ya da üç ayrı renk grubundan olmadıkça herhangi bir fark göremez.
D: Tamamen renksiz/beyaz. En beyaz ve en nadir renk sınıfından Pırlanta.
E: Çok beyaz. Sadece uzman cevher bilimciler, E sınıfı taşlardaki hafif rengi saptayabilir, ancak bu renk belli belirsizdir.
F: Renksiz/beyaz. Sadece uzman cevher bilimciler rengi saptayabilir. ‘F’ renksiz sınıflar arasında en alt sınıftır.
G-H: Çok hafif renkli beyaz. Daha iyi renk sınıflarıyla kıyaslandığında çok hafif bir renk saptanabilir, ama çok daha değerlidir.
I-J: Çok hafif renkli beyaz. Renk bir parça saptanabilir.
K-M: Sarı renk görülür.
N-Z: Sarı, kahverengi ve gri renkler görülür. Genellikle “şampanya Pırlantaları” diye adlandırılır.
Rengin varlığı bir Pırlantayı daha nadir ve değerli kılıyorsa da, şaşırtıcı olabilir ama pırlantalar- nadiren doğanın bir oyunuyla- mavi, yeşil, kehribar sarısı, pembe veya bazen kırmızı renklerde de olabilir. Bu grup pırlantalar oldukça değerlidir ve ‘Fantazi’ diye sınıflandırılır. Bu renkler nadir bulunmaları dolayısıyla sahip oldukları değerden ötürü son derece pahalı olabilir.
Floresans (Işınırlık/Işıma etkisi)
Pırlantada floresans bazı değerli taş kalitesindeki pırlantalarda uzun dalga mor ötesi ışığa tutulduklarında görülen efekttir. (Dans kulüplerinde sıklıkla görülen ışıklandırma gibi) çoğu ışıklandırma koşullarında bu floresan gözle saptanamaz. Ancak eğer pırlanta doğal olarak floresansa bir mor ötesi lamba altında tutulduğunda yumuşak bir akkor yayardışarı verir.dloresan pırlantaya da takana da zararlı değildir.. doğal olarak bazı değerli taş ve minerlade oluşan emsalsiz ve büyüleyici bir niteliktir
Kimi pırlanta alıcıları, son kararı vermeden önce pırlantanın ışınırlık derecesini de görmek ister. Işınırlık bir Pırlantanın doğrudan güçlü bir morötesi ışığa tutulduğunda hafif mavimsi kızıl ışık yaymasına neden olan tek özelliktir. Zayıf, hafif, orta, güçlü veya çok güçlü diye sıralanan ölçülere göre değerlendirilir. Kimileri, bu özelliğe sahip pırlantaların peşindeyken kimileri bunu dikkate almaz bile. Dolayısıyla bu bir kişisel tercih meselesidir.
Titiz alıcılar, D-F grubundan renksiz pırlantalarla ışınırlık derecesi sıfır, güçsüz veya hafif olanı tercih eder. Lup benzeri yardımcı bir araç olmadan gözle görülür bir rengi olmayan çok değerli bir parça için G-I grubundan çok hafif renkli beyaz ve orta veya güçlü ışınırlık derecesinde bir pırlantaya bakmalısınız. Renk konusunda taviz vermek niyetinde değilsiniz, ama bütçenize göre davranmak da istiyorsunuz; bu durumda güçlü ışınımlı, İdeal kesimli ve S1 berraklığında bir parçayı tercih edebilirsiniz. Yine de çekici geliyorsa, kızıl ışınımlı olanı da seçebilirsiniz
Goldstore Uzmanı Der ki:
Pırlantalı Mücevherinizi alırken şunu düşünün:
D-F arasındaki pırlantalar renk açısından mükemmele yakındır ve son derece değerlidir. Bu renk düzeyindeki kalite hedefi ıskalayamaz. Ancak, güzel bir taş almak için ille de renk skalasının bu bölümündeki bir pırlantayı almak zorunda da değilsiniz.
G-J arasındaki pırlantalar hafif, ama tecrübesiz bir gözün de göremeyeceği bir renk içerir. Taşın büyüklüğünü maksimize etmeye veya kesemize uydurmaya çalışıyorsak bu pırlantalar iyidir.
Bir adım daha ileri gidelim; K-M pırlantalar taşta uçuk sarı tonunu göstermeye başlar, N-Z arası ise görülebilir sarıdır.
Bir pırlantanın bileşimindeki dış element zerreleriyle ilgilidir. Pırlanta berraklığı, küçük doğum lekelerinin veya mineral kalıntıları veya elmasın yerkürede oluşumu esnasında kırılmaların olup olmamasına bağlı bir niteliktir. Bu doğum lekeleri, elmasın içinde veya yüzeyinde pürüz, çizik, hava kabarcığı veya başka herhangi bir yabancı madde olarak kendini gösterebilir.
Hemen hemen tüm pırlantalar, yapı taşı olarak çok küçük saf karbon zerreleri içerir. Bunlar, her bir pırlantayı nadir eşsiz bir taşa dönüştüren zerreciklerdir ve inklüzyon diye adlandırılır. Pırlantada ışığın akışını kesen kalıntı, yabancı madde gibi herhangi bir şey pırlantanın yansıttığı ışık veya ışıltı/kıvılcım miktarını da azaltacaktır. Az veya hiç kalıntı ihtiva etmeyen pırlanyalar daha yüksek derecede berraklık kazanır ve dikkat çekici doğum izleri (inklüzyon) olanlardan daha değerlidir.
Bunların çoğu, genelde çıplak gözle görülmediğinden büyütülmek kaydıyla gözlemlenebilir.
İnklüzyonlar, çizik, kusur, renk bozuklukları, kristaller veya Pırlantanın saf güzelliğini azaltan diğer küçük özellikler gibi görünebilir. En arzu edilen pırlantalarsa tamamen kusursuz ve çok nadir olanlardır. Doğada çok az kusursuz pırlanta bulunur, dolayısıyla da bu pırlantalar çok daha değerlidir.
Unutulmaması gerekir ki bu tür inklüzyon zerrecikleri dışında pırlantanın yüzeyinde de hatalar olabilir ki bunlara leke denir.
Kuyumcular, bir büyüteç kullanarak pırlantanın bileşimindeki inklüzyonları gözlemler. Bu araç, kuyumcuların, bir pırlantayı gerçek ölçülerinden 10 kat daha büyük görmelerini sağlar ki bu sayede inklüzyon zerrecikleri daha doğru tahlil edilebilir. Aşağıda dikkate alınması gereken bazı noktalar sıralanmaktadır:
Bir çerçeveyle bazı iç inklüzyonlar ve lekeler gizlenerek, pırlantanın görünüm ve berraklığı artırılabilir. Pırlantanın tepe ya da ortasına yakın bir yerde inklüzyon varsa, taşın ışığı yayma yeteneği azalabilir, dolayısıyla da pırlanta daha az ışık saçar. Büyük inklüzyonlar da ışığın dağılımını etkiler ve gizlenmeleri de zordur.
İnklüzyonlar derecelendirilirken baz alınan kusursuz berraklık ölçeği, (GIA’ca belirlenen FL’den (kusursuz) I’ya (inklüzyonlu) uzanan bir ölçek) 10 kat büyütülmüş halinde düzensizlikler gözlemlenerek belirlenir.
Laboratuar tescilli S12 berraklık derecesi, inklüzyonların teknik olarak çıplak gözle görülmeyeceği noktayı gösterir. 1-3 arası dereceler sırasıyla inklüzyonların derecesini belirlemek içindir, şöyle ki;
FL: | Kusursuz/tertemiz, iç veya dış kusuru yok; çok ender ve güzel. |
IF: | İçi temiz , iç kusuru yok, nadir ve güzel. |
VVS: | Çok, çok hafif inklüzyonlu, bu derecedeki inklüzyonların 10 kat büyütülmüş halde tespiti zordur. Çok iyi kalite Pırlanta |
VS: | Çok hafif inklüzyonlu – inklüzyonlar çıplak gözle görülemez. Bir yabancı maddeyi görebilmek için 10X büyütmeniz gerekir. VVS derecesindeki Pırlantatan daha ucuzdur. |
SI: | Hafif inklüzyonlu -inklüzyonlar büyüteçle kolaylıkla görülebilirler, ama çıplak gözle mümkün değil. Berraklık derecesi açısından çok değerlidir. |
I: | Inklüzyonlu – Inklzüyonlar bellidir ve çıplak gözle görülür. Pırlantalar hem büyüteç altında hem de çıplak gözle görülebilecek büyüklükte yabancı madde içerir. |
Çıplak gözle görülebilir inklüzyonlar içermeyen bir pırlanta seçmenizi tavsiye ederiz. VS1 ve VS2 derecesi çıplak gözle görülemeyen inklüzyonlar içermektedir. Bu berraklık derecesindeki pırlantalar kusursuz pırlantalardan çok daha ucuz olmalarına karşın pırlantanın doğal güzelliğini azaltan gözle görülür inklüzyonlar içermez.
Unutmamak gerekir ki, yüksek berraklık derecesinde bir pırlanta daha düşük dereceli pırlantadan daha güzel olacak diye bir şey yok. Düşük berraklık derecesindeki bir pırlanta ancak büyüteç altında görülebilir inklüzyonlar içerebilir, dolayısıyla inklüzyonları çıplak gözle görülemez. Yüksek berraklık daha tercih edilir ve değerlidir, ancak doğru nedenlerle berraklığı seçtiğinizi bilmeniz en önemlisidir.
Goldstore Uzmanı Der ki:
Alabileceğiniz en değerli pırlanta ise aradığınız o zaman F-IF kategorisinden başkasına bakmayın. Bu taşlar mükemmeldir.
Büyüleyici bir pırlanta elde etmek için kesinlikle yabancı madde içermeyen bir taşı seçmek zorunda değilsiniz. VVS kalitesindeki Pırlantalar da mükemmel seçimlerdir, çünkü içlerinde çok az ve gözle görülemeyecek denli küçük inklüzyonlar vardır. Bu pırlanyalar berraklıktan çok fazla ödün vermeden tasarruf da sağlar.
VS berraklıktaki Pırlantalar yüksek kalite ile görece bütçeye uygunluk arasında denge kurmak isteyen biri içim iyi bir seçim olacaktır
Amacınız en büyük ama bütçeye uygun veya hem büyük hem de bütçeye uygun olanı bulmak ise SI1 ve SI2 pırlantalarından kesinlikle şaşmayın. Bu taşların pek çoğu profesyonellerin “eye-clean” dedikleri, yani görünen hiçbir yabancı madde bulunmayan taşlardır.
“I” derece kalitedeki Pırlantalar, çıplak gözle görülebilen yabancı madde içerdiğinden bir nişan yüzüğü için bu taşları almanızı tavsiye etmeyiz.
Pırlantaların ağırlığını tanımlamak için kullanılır ve arkadaşlarınızla bir pırlanta satın almaktan bahsederken hakkında duyabileceğiniz tek değilse bile ilk özellik Karat olabilir. Çoğunlukla bir ağırlık birimi olduğu halde büyüklük ile karıştırılır. Pırlanta kesimi onu gerçek ağırlığından daha büyük veya daha küçük gösterebilir. Pırlantalar çıkarılırken daha büyük olanlar, daha küçük olanlardan çoğunlukla daha az bulunur. Dolayısıyla da pırlantalar ne kadar büyükse değerleri de o kadar artabilir.
Karat sözcüğünün kökeni, Latince Ceratonia siliqua, yani harnup (keçiboynuzu) ağacıdır. 4C özelliğinden sonuncusu olan karat adını antik Doğu pazarlarında ölçümde kullanılan keçiboynuzu çekirdeklerinden almıştır. Bu ağacın küçük tohumları, ağırlık ve şekilleri itibariyle değişmezlik ve aynılıklarıyla bilinir. Geleneksel olarak Pırlantalar ve süs taşlarının ağırlık ölçümünde bu tohumlar kullanılırdı, ta ki standart bir ölçü sistemi kurulup 1 karat 0.2 gramda sabitlenene dek.
Bir keçiboynuzu çekirdeği bir karata eşitti ve 142 karat da bir ons civarında bir ağırlığa denkti. Pırlanta karatlarını kolayca hesaplak için kuyumcular her karata “100” puan verir ve ağırlığı bu puanlara oranlayrak ölçer. 50 puanlık pırlanta örneğin yarım karat demektir.
Bir karat 100 noktadır; 0.25 karat: 25 noktalık veya ¼ karattır.
Ancak nokta sistemi tersine işaret etse de, 1 karat Pırlanta ½ karatlık Pırlantanın maliyetinin tam iki misli değildir. Pırlantalar çıkarıldığında büyük taşların küçük olanlardan çok daha nadir bulunduğu keşfedildi ki bu da, büyük Pırlantaları çok daha değerli kılıyordu.
Örneğin, 2 karat Pırlanta 1’er karatlık iki Pırlantadan çok daha pahalıdır (ve daha nadirdir) ve 0.30 karat Pırlanta, heri biri 0.01 karat 30 Pırlantadan çok daha pahalıya mal olur. Pırlantanızın Ağırlığını Seçerken Dikkat Edeceğiniz Noktalar
Doğal olarak pırlantanın fiyatı da taşın karat ağırlığıyla yakından bağlantılıdır. Pırlantalara çıkarılırken daha büyük pırlantalar daha küçük olanlara nazaran daha nadir bulunur. Dolayısıyla da pırlanta ne kadar büyükse değeri de taşın nadir olması sebebiyle katlanarak olarak artar.
Not: Karat ile kıratı birbiriyle karıştırmayın. Zira karat, taşın ağırlığı için kırat, ise altının saflık derecesini ifade etmede kullanılır.
Satın alınacak pırlanta için uygun karat ağırlığını belirlemenin en iyi yolu üzerine iki düşünce ekolü var. Kimileri için pırlantanın büyüklüğü iç özelliklerinin kalitesi kadar önemli değildir. Eğer bu ekoldenseniz, pırlantanızın göz kamaştırmasını istiyorsanız arzu ettiğiniz kesim, renk ve berraklık derecelerini seçmekle işe başlayabilirsiniz. Ardından da bu derecelere karşılık gelen ve bütçenize de uygun olan karatta pırlantayı belirleyin.
Diğer yandan pırlantanızın karat ağırlığı en önemli kriteriniz ise de ideal ağırlığı seçmek ve buna uygun düşecek diğer Pırlanta 4C Özelliklerini belirlemek isteyebilirsiniz. Bu yolu tercih ederseniz, kötü/vasat kesim, renk ve berraklıkta büyük bir yüzüğün yüzüğü vereceğiniz kişiyi memnun etmeyebileceğini de aklınızda tutun. Bütçenize göre hareket edecekseniz de parlak, kaliteli bir pırlanta satın almak için karat ağırlığından bir miktar ödün vermeniz gerekebilir
Goldstore Uzmanı Der ki:
Pırlanta Mücevheri seçerken onu sunacağınız kişinin tarzı ve zevkini düşünmeniz önemlidir. Bu bağlamda pırlantanın onun kişiliğine uygun olduğundan emin olmalısınız. Büyük mücevherler takıyorsa daha büyük bir taş işinizi görebilir. Bu konsept bütçeniz açısından sizi korkutuyorsa daha küçük orta ve kenar taşlar süslenmiş bir set, üç taş yüzük veya daha büyük bir alyans düşünün. Bu seçenekler size bütçenizi aşmadan daha büyük bir pırlanta sunacaktır. Sade ve mütevazı bir kişiyse karşınızdaki kişi, o zaman da çok büyük karatlarda bir yüzük istemeyebilir. Çok mücevher takmayan biriyse, daha küçük bir taş ve set ona daha doğal gelecektir muhtemelen. Ek olarak bir de pırlanta seçiminizi yaparken hediye edeceğiniz kişinin ellerinin büyüklüğünü de hesaba katmalısınız. Eller ne kadar küçükse pırlanta o denli büyük görünecektir.
Son olarak, pırlanta karatı bir ağırlık birimi olduğundan pırlanta uzmanlarımız çok fazla derin kesimli pırlantaları ayırıp eliyorlar. Derin kesimli taşların çapları daha küçük olacağı için taşı daha küçük gösterir. Goldstore.com.tr den satın alacağınız pırlanta mücevherlerin üretiminde derin kesimli taşlar kullanılmadığından, bu konudaki seçiminizi kolaylaştırmış bulunmaktayız.
Yuvarlak haricindeki bütün pırlanta Şekillerine “Fantezi Pırlantalar” denilir. Pırlantanızın şeklini değerlendirirken Pırlanta Kesim, Pırlanta Renk, Pırlanta Berraklık ve Pırlanta Karat ağırlığı olmak üzere Pırlanta 4C özelliklerinin tamamını hesaba katmalısınız. Söz konusu taşlar Fantezi Pırlantalar olunca başka faktörler de değerlendirmeye alınmalıdır; uzunluk/genişlik oranları, genel görünüş ve papyon efekti gibi.
Fantezi kesimli pırlantalara bakarken uzunluk/genişlik oranlarını değerlendirin. Görünüm subjektif bir olgu ise de çok büyük veya çok küçük taşlar tuhaf durabilir. Pırlantanın Şekli gözünüze hoş görünmeli ve simetrik olmalıdır.
Pırlantanın bir yarısı diğer yarısıyla tam bir simetri içinde olmalıdır. Kemer genişlikleri fantezi pırlantalarda çok daha fazla değişiklik gösterebilir, özellikle de kemerin taşın tepe ve taban uçlarının kalın olduğu markiz, armut ve kalp pırlantalarda.Papyon efekti büyüteç kullanmadan da görülebilir ve markiz, oval, armut ve bazı kalp pırlantalarında bulunur. Taşların kesim işleminde gereken külah fasetlerindeki uzunlukları genişliklerinden daha fazla olan varyasyonlardan kaynaklanır. Papyon efekti, pırlantanın merkez noktasında birleşen iki karanlık üçgene benzer. Bu, taştan sızan ışığın etkisidir ve prominent ise negatif olarak kabul edilir. Aşırı derin bir külahtan kaynaklanabilir. İyi kesimli bir pırlantada bu efekt minimal düzeyde olacaktır.
Elmasın farklı şekilleri arasında tercih yapmak tamamiyle estetik bakışla alakalıdır. Yüzükte kullanılacak ise; taşın montürle uyumu ve parmaklarınızın boy ve kalınlığına göre farklı kesimli taşlar önerilir. İnce ve kısa parmaklar için daha yuvarlak kesimler (kalp, yuvarlak, oval) elinize yakışacakken, kalın parmaklar için uzun kesimler (damla, markiz, zümrüt) uygun olacaktır. Farklı şekilleri kullanarak yapılan çeşitlendirmeler de (ortada kalp kesim yanlarında yuvarlak kesim) pırlantanıza anlam kazandıracak ve mücevherinizi kişiselleştirecektir. Tüm bu farklı şekillere rağmen Türkiye’deki pırlanta alışverişlerinin tamamına yakınının yuvarlak kesimli taşlar olduğunu da unutmamak yararlı olacaktır.
En çok tercih edilen, neredeyse tüm çeşitlendirmelerde ve tek başına kullanılabilen yegane kesimdir. Nişan ve evlilik teklifi için en uygun şekildir. Tektaş yüzüklerin tamamına yakınında 57 fasetli yuvarlak kesimli taşlar kullanılır. 57 fasetli ve 360 derecelik simetrik kesimin amacı, ışığı içerisinde toplayıp tekrar tepe noktasından yansıtmasıdır. En parlak iç ışığı sağlayan kesim olarak de bilinir.
Prenses kesim, GIA derecelendirme raporlarında kare/dikdörtgen biçimli pırlanta olarak adlandırılır. Görece yeni bir kesim olmakla birlikte en popüler fantezi Pırlantalardandır ve çoğunlukla da tek taş yüzüklerde kullanılır. Uzun parmaklı ellerde hoş duran bu pırlantaların kare şekli uzun parmaklı eli daha küçük gösterir. Prenses pırlanta yüzükler çoğunlukla kenarlarında üçgen taşlarla bezelidir. Tasarımından dolayı bu kesim, parlaklığı maksimize etmek için pırlantanın derinliğine yöneltecek daha fazla ağırlık gerektirir. Külahın kesimine bağlı olarak 21 taç, 4 kemer ve 25 külah ile 50 veya 21 taç, 4 kemer ve 33 külah ile 58 fasetli olabilir. Yüksek kesimli prenses pırlantalar genellikle yüzde 66-74 oranlı bir tabla ile yüzde 64-75 oranlı toplam derinliğe sahiptirler.
Göz alıcı kare prenses pırlantalar, 1.00 ile 1.05 arasında uzunluk/genişlik oranları ister. Dikdörtgen görünümde ise 1.10 ile 1.20 oranları iyidir.
Prenses pırlanta kesimi keskin, dört köşelidir ve kemer bu bölgelerde aşırı ince ise ufalanma veya çatlamalar oluşabilir. Renk, prenses pırlantasının köşelerinden biraz daha fazla görülebilir, dolayısıyla da prenses pırlantanızın rengini seçilirken bir üst dereceden bakmak tavsiyelerimiz arasındadır.
Damla Şekilli pırlanta bir melez kesimdir: Oval ve markiz kesimin en iyi yönlerinin birleştiridiği bu kesim en çok da ışıldayan bir gözyaşı damlasına benzer. Damla şekil de tıpkı markiz gibi 58 fasetli parlak bir modelde sahiptir, ama farklı sayıda sekiz, yedi, altı veya dört fasetli farklı külah ile de kesilebilir. Omuzlar yumuşak ama belirgin biçimde yuvarlatılmış bir kubbesi olmalıdır.
Özellikle küpe ve kolyelerde tercih edilen bu kesim tektaşlarda da kullanılabilir. Parmakları ince ve zarif gösteren damla kesiminin farklı kesimli taşlarla çeşitlendirilmesi ise zordur. Bu elmas şekli yüzükte çoğunlukla küçük veya orta uzunlukta parmaklı ellere yakışır.
Göz alıcı Damla şekilli bir elmasın uzunluk-genişlik oranı 1.40-1.65 olmalıdır.
Marquise De Pompadour’un çekici gülümseyişinden esinlenmiş ve Fransa Kralı XIV Louis tararafından ısmarlanan sivri uçlu, uzun bir elmastır. Markiz genellikle tacında 33, külahında 58 faset bulunan yuvarlak parlak elmas ile aynı tipte standart parlak elmasın bir uyarlaması olarak kesilir.Bununla birlikte taşın kemer dış cevresine bağlı olarak külah dört, altı veya sekiz külah faseti halinde kesilebilir.
Markiz şekli için, uzunluk-genişlik oranı taşın görünümü açısından önemlidir ve göz alıcı bir Markiz Kesim elmas için 1.75 ile 2.25 arasında uzunluk-genişlik oranı idealdir. Markiz elmasları çoğunlukla papyon görüntüsü verir, dolayısıyla bunun minimal olduğu veya hiç olmadığı bir taş tercih etmekte fayda vardır.
Yüzükte Markiz elmas şekli parmaklarını uzunluğunu vurgular, bir uçtan diğer uca simetrik olan bu şahane kesim özellikle Tek Taşlarda parmakları daha uzun ve zarif gösterecek ve farklı kesimli taşlarla uyum içerisinde olacaktır.
Romantik kesim’ olarak da bilinen kalp kesimi, aşkın ve sadakatin sembolu olarak yorumlanmıştır. Özellikle küpe ve kolyelerde kullanılan bu kesim nadir de olsa tek taşlara da uygulanır. Ayrıca diğer değerli taşlarla yapılacak çeşitlendirmeler için de oldukça uygundur.
Uzunluk-genişlik oranı 0.90-1.00 olmalıdır. Çünkü çoğu kalp elmas neredeyse yuvarlak olduğu için maksimum ateş özellliğiyle yuvarlak elmasa benzer. Bu şekil sıklıkla kolye uçlarında görülür, ama her türlü mücevher takı için de uygundur.
İyi kesimli kalp şeklindeki pırlantalarda uzunluk-genişlik oranı olarak 0.90 ile 1.10 arasında ve tabla yüzde 53-63 oranlıdır ve toplam derinlik yüzde 58-65 civarındadır. Bu ölçütlere göre kesilen elmaslar en fazla fire verenlerdir.
Kalp şekilindeki pırlantada, tepesindeki kemerlerin eşit yükseklik ve genişlikte olduğu tamamen simetrik ve bütün olarak hoş bir görüntü vermesi önemlidir.
1970’lerde bulunan bu fantezi kesim 50 fasete sahiptir. Olduğundan daha büyük gözükmesiyle ünlüdür. Bu sepele hem tektaş yüzüklerde hem de diğer değerli taşlarla yapılan çeşitlendirmelerin merkez taşı olarak kullanılabilir.
Trilyon pırlanta muhteşem bir parlak ateş okudur. İlk olarak Amsterdam’da geliştirilen kesim tasarımı pırlantanın belli doğal niteliklerine ve kesimcinin kişisel tercihlerine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Sivri köşeli geleneksel üçgen şekilli de olabilir tacında 25, külahında 19 fasetiyle ve cilalı kemeriyle daha yuvarlak bir üçgen şeklinde de olabilir.
Üçgen kesimi kademli kesim ile pırlanta (yuvarlak) kesim elmasın kombine olduğu eşkenar bir üçgen şeklindedir ve düzgün kesildiğinde harika bir parlaklığı olur. Çoğunlukla sığ/yüzeysel kesimlidir ve karat ağırlıklarına göre büyük görünürler. Tirlyon pırlantalar daha avangard bir taşla yanyana iken güzel görünür.
Oval, en çok da standart 58 fasetli parlak model kesimdir, ancak yine sayısı dört, altı veya sekiz arasında değişen külah fasetleri vardır. Düz olmayan veya yüksek omuzlu olanlara dikkat edilmeli (yumuşak fakat belirgin biçimde yuvarlatılmış bir kubbesi olmalıdır).
Göz alıcı oval pırlantalarda uzunluk-genişlik oranları 1.33 ile 1.66 arasında, genişlik-yükseklik oranı 1.00 – 1.50 olmalıdır.olmalıdır. Bir yüzükte bu şekildeki taşlar parmak uzunluğunu vurgular ve top küpelerde güzel durur. Markiz ve armut kesimlerdeki gibi yüksek kesim kalitesindeki ovallerin tablası yüzde 53-63 civarında, toplam derinlik de yüzde 58-70 oranlarındadır.
Oval kesim, kısa parmaklı veya küçük elli kadınlar arasında popüler olan düz, mükemmel simetrik bir tasarımdır. Uzun şekil ele hoş bir uzunluk verir. Bu kesimin parlak stili, eliptik olması dışında yuvarlak kesime çokça benzer.
Hem yuvarlak kesimin ışıltısına hem de özel fantezi bir kesime ihtiyaç duyulduğunda, oval kesim doğru seçim olacaktır. Tektaş yüzüklerde küçük parmakları uzun ve zarif göstermesi, diğer taşlarla yapılacak kombinezonlarda parıltısı ile mücevherinize renk katması için tercih edilmelidir.
Yastık kesimli pırlantaların Prenses Kesimdeki gibi keskin köşeler yerine yuvarlak köşeleri vardır. Yastık kesiminin parlaklığı artırıcı daha geniş fasetleri vardır. Bu geniş fasetler pırlantanın berraklığını vurgular. Yastık kesimli bir pırlanta yuvarlak köşeli kare veya dikdörtgen şeklinde olabilir ve yastığı andıran 58 brillant stili fasete sahiptir. Uzunluk-genişlik oranları da pırlantanın bütün şeklini belirleyecek veya tepden bakıldığında neye benzeyeceğini belirleyecektir.
Kare yastık kesimli bir pırlantada 1 ile 1.05 arasında uzunluk-genişlik oranı olmasına bakmalısınız. Daha çok dikdörtgen şeklli bir pırlanta tercih ediyorsanız uzunluk-genişlik oranı 1.15’ten fazla olmalıdır.
Yastık kesimler modern yuvarlak pırlantalardan daha az parlaktır ama daha fazla dağınımlıdır (yani beyaz ışığı daha fazla tayf rengine ayrır)
Yuvarlak ve oval kesim yerine az bulunanı tercih etmek önemliyse bu kesim sizin için isabetli olacaktır. Yan taşlarla beraber kullanılması doğru olacak bu kesim tektaş yüzükler için zayıf kalacaktır.
Yastık kesimli pırlantalar antik takılardan günümüzdeki taşlı takılara kadar her stildeki nişan yüzüğüne uyumlu görünmektedir, böylece biraz farklı bir şey istiyor ama yine de parlaklık ve kıvılcım istiyorsanız fantezi bir pırlanta için güzel bir seçim olacaklardır. Fevkalade romantik ve klasik görünümüyle kesinlikle yuvarlak pırlantalar arasında kendini belli eder.
Zümrüt kesimli pırlanta parlak bir kesim değildir, ama basamaklı, kademeli kesim diye adlandırılır. Kademe kesimler merdiven basamaklarını andıran ayna gibi davranan daha geniş, düzlemsel fasetlerden oluşurlar. Zümrüt kesimin 25 taç, 8 kemer ve 25 külahıyla 58 faseti vardır. Fasetlerin açısı, büyüklüğü ve şeklinden dolayı zümrüt kesim diğer parlak ve modifiye parlak kesim pırlantalara göre daha az parlaklık ve ateş sunar. Buna rağmen zümrüt kesim, diğer kesimlerde görülmeyen bir klasik ve aristokratik zarafet, güzellik sergiler. Gözü okşayan zümrüt pırlantalar 1.30 ile 1.65:1.00 arasında uzunluk-genişlik oranlarında olanlardır.
Açık ve geniş, kademeli fasetler sebebiyle parlak bir kesimden bekleyeceğinizden daha yüksek renk ve berraklık derecelerinde kalmanızı tavsiye ederiz, çünkü daha düşük derecedeki renk ve berraklık daha dikkat çekici olacaktır. Aynı zamanda tüm faset kenarlarının yukarı doğru tutulduğunda paralel görünüp görünmediğinin kontrol edilmesini tavsiye ederiz.
Basamaklı kesim olarak da bilinen bu kesim çok eski zamanlardan beri bilinmekte ve uygulanmaktadır. Simetrisi ve iç ışığıyla özellikle kolyelerde kullanılabilir, yüzüklerde ise tek başına zayıf kalmaktadır. En önemli konu ise bu kesim, taşın içindeki leke ve rengi ortaya çıkardığı için, yüksek berraklık ve az renk içeren taşlar için önerilir.
Zümrüt kesim, bir yüzükte orta taş olarak muhteşem bir zarafet yansıtır ve en cazip uzunluk-genişlik oranları da 1.30-1.65:1.00’dır. Bununla birlikte kimi kadınlar 1.05:1.00 aralığından daha karemsi bir görünüşü tercih ederler. Açıkçası şekil kareye yaklaştıkça uzun parmaklı ele daha yakışır, diktörgene yaklaştıkça kısa parmaklı ele daha yakışır. Daha iyi prenses kesimlerde, radyant gibi, tabla oranları yüzde 59-75, toplam derinlik de yüzde 62-74 arasındadır.
Baget sıklıkla kenar taşları olarak kullanılan kademeli bir kesimdir. Baget şekilli pırlantaların eğimsiz köşeleri, genellikle yalnızca iki sıra faseti vardır ve dikdörtgen veya konik olabilirler. Zümrüt kesimdedki gibi bagetde yuvarlak kesim (pırlanta) gibi kıvılcımı vardır ama klasik bir güzelliktedir.
Daha yüksek renk ve berraklık baget kesim için önemlidir, çünkü içindeki yabancı maddeleri gizleyecek kadar faseti de gövde rengi de yoktur.
En sık kullanılan mıhlama tekniğidir. Taşın tırnaklar üzerinde açılan çentiklere oturtulup sıkıştırılarak tırnaklar arasında sabitlenmesidir. Bu mıhlama şeklinde tırnak sayısı taşın şekline ve modele bağlı olarak değişmektedir. En sık kullanılan tırnak sayısı 4 ve 6 dır.
Montürün gerilme mukavemetinden faydalanılarak taşın montürün açık iki ucu arasında sıkıştırılarak sabitleme yöntemidir. Taş bu gerilim kuvveti dışında herhangi bir başka etkiye maruz kalmaz. Bu mıhlama türünün, gerilimi daha yükseltilmiş montürlerde uygulanması tercih edilir.
Kanal mıhlama şekli sırataş alyansların geleneksel tercihlerindendir. Taşların ilerleyebileceği bir yol açılmak suretiyle taşlar itilerek arka arkaya dizilir daha çok tam tur ya da yarım tur alyanslarda yada tek taşların yan taşlarındaki mıhlamalarda kullanılır.
Türkiye’de internetin yaygınlaşma sürecine bağlı olarak, ‘internet mağazacılığı’ son on yılda var olmuş bir kavramdır. E-ticaret, yeni teknolojilerin yayılma hızına paralel olarak ülkemizde de birçok sektörü kapsayarak genişledi. E-ticaret yapabilen sektörler arasında mücevher sektörü, diğer sektörlere nazaran müşteri memnuniyeti açısından fark yaratılması gereken bir iş alanı haline geldi. Uzun yılların alışkanlığı ve estetik kaygıyla ilgili olarak mücevherle fiziksel temas kurmak alıcı için olmazsa olmaz konumdaydı. E-ticaret bakımından tüm bu olumsuz tabloya rağmen internet üzerinden yapılan mücevher harcamaları özellikle son yıllarda katlanarak artmaktadır. Buna sebep olarak:
İnternet üzerinden yapılacak alışverişlerde; sektöründe kendini kanıtlamış, fiili erişebilirliği olan, güvenilir bir markanın tercihi en doğru alışverişin yapılmasını sağlayacaktır.
Sektörde 20 yılı aşkın tecrübeye sahip olan Goldstore, Türkiye’de internet mağazacılığı anlayışına öncülük etmiştir. 2005 ten bu yana kesintisiz online kuyumcu mağazasında birbirinden şık çok sayıda pırlanta mücevher modellerini ziyaretçilerinin beğenisine sunmaktadır. Müşteri memnuniyeti odaklı hizmet kalitesini sürekli artırmak için çalışan Goldstore Kuyumculuk, iade ve değişim kolaylığından, 5 yıl garantiye tüm aşamalardaki her türlü talepleri müşteri lehinde çözümlemektedir.
İnternetten pırlanta mücevher alışverişlerindeki en önemli tercih nedeni, kuyumculuk faaliyetinin vazgeçilmez değerleri olan, Kalite, Güven ve Süreklilik konusundaki kaygı ve endişelerin giderilmesi olmuştur. Alanındaki derin tecrübe ve birikimini takı severlere kolay ve huzurlu bir alışveriş ortamın sağlayan Goldstore tüm Türkiye’ye sigortalı bedava kargo yapmaktadır.
Pırlantalarınızın en parlak görünümünü korumak için bakımını yapmalısınız. En az ayda bir kez derinizin yağı, sabun, kozmetikler ve hatta yemek pişirmede kullandığınız yağın sebep olabileceği “matlığı” engellemek için temizlemelisiniz. Bu noktada bir pırlantaya en yakışmayan şey sudur. Temiz bir pırlanta ışığı daha iyi yansıtır.
Pırlantanızı temiz tutmanın çeşitli yolları vardır. Evinizde rahatça yapabileceğiniz temizleme yöntemi aşağıda anlatılmıştır.
Küçük bir kase sıvı deterjanla köpürttüğünüz ılık köpük banyosu uygulanır. Mücevher parçalarını köpüğe batırın ve bir diş fırçasıyla nazikçe fırçalayın. Ilık akan suda durulayın ve yumuşak, tiftiksiz bir bezle kurulayın.
Bazı ekstra ipuçları da pırlantanızın en iyi şekilde görünmesinde faydalı olacaktır. Pırlantalı mücevherinizi, kaba bir iş yaparken veya bulaşık yıkarken çıkarmanız daha iyi olur.
Parfüm, deodorant, saç spreyi, oje, sabun ve alkol gibi solvent bazlı ürünlerin içeriğindeki kimyasal maddeler pırlantanızın parlaklığını bozabileceğinden dolayı, pırlantanızı bu tür kozmetik ürünlerle temas ettirmeyin.
Ev işleriniz yaparken pırlantanızın klorlu beyazlatıcılarla temasından sakının. Aksi halde montürün (pırlanta taşın monte edilmiş olduğu maden) rengini bozabilir veya iz bırakabilir.
Pırlantanızı mücevher kutusuna yerleştirirken diğer mücevherlerle temas etmeyecek şekilde olmalarına özen gösterin. Mücevher takınızın birbirlerini çizmeyecekleri şekilde tek tek ayrı olmalarına dikkat edin.
Yılda en az bir kez, mücevherinize takılan her türden değerli taşlarınızı kontrol için kuyumcunuz Goldstore.com.tr‘ye gönderin.
Pırlanta satın almaya karar verirken müşteriler, çoğunlukla bunun iyi bir yatırım olup olmadığını sorarlar. Aslında mücevher yatırım amaçlı değil sadece güzelliği, kullanım değeri için satın alınmalıdır.
Pırlantanın cazibesi, göz kamaştırıcı güzelliğinden, dayanıklılığından, ve yaşını milyonlarca yıldan alıp sonsuz aşkın ifadesi olmasından, ayrıca özel bir anın kalıcı bir hatırası olmasından gelmektedir.
Bunun yanında Pırlanta fiyatlarında oluşturulan istikrarı unutmamak gerekir. Yıllardır diğer emtia fiyatlarındaki dalgalanmaların dışında kendi fiyat istikrarını koruyan Pırlanta, yatırımcısına ve kullanıcılarına hayal kırıklığı yaşatmamıştır. Yıllar geçse de Pırlanta Mücevherinizin bir geri dönüşüm değerinin olduğunu unutmayın.
Satın aldığınız Pırlanta Mücevherin belirtilen niteliklere sahip olduğuna emin olmalısınız. Mücevherinizi satın alacağınız firmanın bu işi hakkı ile yaptığına ikna olmayı önemseyerek Kuyumculuk yeteneğini sorgulayın.
Yıllar sonra da size hizmet verebilecek bir markadan yana tercih kullanmanızı tavsiye ederiz.
1988 den beri sürekli gelişerek, tecrübelerini ve müşterilerinin önerilerini yolunu aydınlatan ışık olarak değerlendiren Goldstore her aşamada sorumluluklarının en üst düzeyde farkında olarak çalışmaktadır. Goldstore Değerli Taş Uzmanlarımız, hem Pırlanta alımlarımızı yaparken, hem de üretim öncesi Pırlantalarımızın niteliklerini sınıflarken bu sorumluluk ve hassasiyetle sabırla çalışmaktadırlar.
Tarihde birçok kültür elmasa farklı anlamlar yuklemiştir. Romalılar ‘tanrının gözyaşları’, Yunanlıar Eros’un okunun ucundaki taş, Hindistan kralları güç ve iktidar olarak algılamıştır bu mucizevi taşı. Günümüzün aksine eski çağlarda elmas sahibi olabilmek, bunu yenilmezlik ve sihrin bir parçası görmek yalnızca kral ve toplum liderlerinin tekelindeydi. Ayrıca elmas çıkarılan yerlerin sınırlı olması (yalnız Hindistan) ve madencilik tekniklerinin ilkelliği hem elmas miktarı hem de kalitesini olumsuz etkilemekteydi. Buna rağmen özellikle Hint Kralları sahip olduları bazı eşşiz elmaslarla (Idol Gözü, Kaplan Gözü, Goncolde Kraliçesi,Cennetin Aynası) kendi tahtlarını ve ‘bahtlarını’ korumuşlardır.
İlk elmas madenin yine Hindistan’da M.Ö. 500 yıllarında faaliyet gösterdiği günümüz arkeolagları tarafından saptanmıştır. Avrupa ve Doğu Asya ticaret yollarının XV. ve XVI. yüzyıllarda önem kazanması ile bu değerli taş batıda bilinirlik kazanmış ve ‘Aşk’la ilk ilişkilendirilmesi (1477’de Avustuya Arşidük’ü) yine Avrupa’da gerçekleşmiştir. Doğu ticaret yollarının buluşma noktalarından biri olan Venedik elmasın başkenti haline gelmiş ve bu sıfatını geçen yüzyılın başlarına kadar muhafaza etmiştir.
Yeni dünya olarak adlandırılan Amerika’nın keşfi elmas için yeni bir çağın başlangıcı kabul edilir. 1729 yılında Brezilya’da bulunan zengin kaynaklar Hindistan tekelini kırmış ve arzın artışı elmasın yayılmasını hızlandırmıştır. XX. yüzyılda ise ilerleyen teknoloji ve yayılan sermayenin işbirliği tam olarak birelmas ‘çılgınlığı’ yaşanmasına sebep oldu. Başta Afrika olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan yeni maden yatakları (Borneo, Rusya, Congo Cumhuriyeti (Zaire), Botswana, Güney Afrika, Angola, Namibia, Ghana, Guinea, Sierra Leone, Zimbabwe, Guyana ve doğu Venezuella) günümüzpırlanta sektörünün şekillenmesi ve büyümesini sağlamıştır. Buna en son Kanada ve Avustralya’da bulunan kaynaklar eklenmiş ve yıllık 140 milyon karat yeryüzüne çıkarılır hale gelmiştir. (%49’u Afrika)
Asıl önemli konu ise bu taşın Aşk ve Sadakatin simgesi haline nasıl geldiğidir. İlk olarak Avrupa aristokrasisi tarafından evlilik ve bağlanmanın simgesi olarak görülmüş ve değerli bir hediye olarak atfedilmiştir. Fakat pırlantanın yalnızca kısıtlı bir kesim tarafından elde edilebilmesi bu kültürün de sınırlı yayılımını beraberinde getirmiştir. XIX. yüzyılın sonunda Cecil Rhodes tarafından kurulan De Beers ise elmasın geniş kitlelere yayıma misyonunu üstlenmiş ve maden yataklarının %90’ını ele geçirerek tekel haline gelmiştir. Tekel olmanın gücünü kullanarak pırlantaya anlamlar yüklemiş ve bunları tarihsel gerçeklerle harmanlayıp sunmuştur. Özellikle elmasın eşşiz, sonsuz ve aşkın simgesi olmasına vurgular yapılmış ve bu her pırlantanın tek ve eşşiz olmasıyla ilişkilendirilmiştir.. Hakikaten bilinen en dayanıklı madenlerden biri olan elmas; ışıkla olan muhteşem dansı ve her pırlantanın kendine özgü estetik yapısıyla sevgiliye ve sevgiye adanacak en özel hediyedir.